İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, CHP’nin cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu’nun diploması ile ilgili çok yönlü, derin soruşturma devam ediyor!
Başta yargı ve medya olmak üzere iktidarın tüm kurumları diplomanın öyle ya da böyle sakatlanması için seferberlik ilan etmiş durumda. Son anda değişiklik olmazsa İmamoğlu bugün niçin üniversite mezunu olduğunun savcılık katında hesabını verecek.
Dün de avukatları ortaya atılan yeni iddiaları yanıtlamak üzere basın toplantısı düzenlediler. Süreç o kadar kirli bilgilerle dolduruldu ki önce olayın belgeleri kamuoyu ile paylaşılmış özetini aktaralım:
- İmamoğlu 1988 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’ne kaydını yaptırıyor.
- 1990 yılı temmuz ayında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi denklikle 51 öğrenci alacağına ilişkin Milliyet gazetesine ilan veriyor.
- İlana durumu uyan İmamoğlu başvurusunu yapıyor. Kabul ediliyor. Eğitimini tamamlayıp mezun oluyor.
***
Diploma vakasının özeti bu. İmamoğlu 2019’da İstanbul Belediye başkanlığını kazanınca işin devamının cumhurbaşkanlığı adaylığına gittiği iktidar katlarında da fark ediliyor!
Ne yapmalı?
Cumhurbaşkanı adayı olmak için üniversite diploması şart. Bunu en iyi kendileri biliyor!
O zaman ne yapıp etmeli, diplomayı iptal ettirmeli. CİMER’e bir başvuru düşüyor:
İmamoğlu’nun diploması sahte olabilir!
Hemen harekete geçiliyor. Soruşturma, araştırma... Birinci derecede muhatap İstanbul Üniversitesi, 2020 yılında durumu inceliyor, kararını açıklıyor:
İmamoğlu ile birlikte 1990 yılında 51 kişi söz konusu fakülteye yatay geçiş yapmıştır. İşlemlerde hiçbir usulsüzlük yoktur!
Dört yıl sonra yeniden cumhurbaşkanlığı seçimlerinin konuşulmaya başlandığı bir aşamada kimilerinin rüyalarına yine diploma giriyor. Özellikle CHP milletvekillerinin yüzde 90’a yakınının cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere yapılacak önseçim için İmamoğlu’na imza vermesinden hemen sonra İstanbul Cumhuriyet Savcılığı harekete geçiyor.
Bu kez hedef şu görünüyor:
CHP’nin önseçimini gölgeleyecek, mümkünse sakatlayabilecek ve hatta İmamoğlu’nun katılımını önleyecek bir karar inşa etmek!
Savcılığın YÖK’e adeta hüküm üretip talimat veren yazısının özeti şu:
Herhangi acil bir gereksinim için (Yüksek Seçim Kurulu vb.) kullanılmasına karşı önlem alınması!
Her şeyden önce savcı sadece iddiada bulunmuyor, hükmünü vermiş, bir de infaz yolu gösteriyor!
Şimdi Aziz Nesin’den yardım isteyip önerilerimize geçelim:
1- Diplomayı tutuklayın, Silivri’ye koyun. Rutubet de yüksek olduğu için zamanla güzelce çürür!
2- Diplomaya raf hapsi verin. Raftan dışarı çıkamasın.
3- İlk ikiyi yapamıyorsanız, diplomanın tüm yetkilerini alın. Diploma geçerli olsun ama kullanılamaz olsun.
4- Hiçbiri olmuyorsa diplomaya kayyum atayın. Kayyumdan başkası kullanmasın. Kayyum da “Canım hiç YSK’ye gitmek istemiyor” der, olur biter!
***
Sadede gelelim...
Siyaset şu aşamada iki yarışçının etrafında şekilleniyor:
İmamoğlu ve Erdoğan!
Seçim yılını Erdoğan-Bahçeli dahil kimse bilmiyor. Onlar da kendileri için en elverişli zamanı seçmek isteyecek.
Bugünkü tabloda İmamoğlu’nun önüne siyasi yasak, diploma tutuklaması gibi engeller konmazsa büyük olasılıkla kazanır!
Yasaklar-engeller konursa kesinlikle kazanır ya da kazandırır