AKP iktidarı işbaşına geldiğinde kamuoyunun gözü doğal olarak siyasi ve toplamsal gelişmelere dönüktü.
Laiklikle ilgili gerilimler olacak mı?
Devletle barışık mı olacak, kurumlarla çatışacak mı?
Gündemdeki konuların büyük dilimi bu çerçevede idi.
Oysa AKP’nin bir başka önemli işlevi Cumhuriyetin 80 yıllık birikimini haraç mezat satmaktı.
Takdir edelim, başardı da!
O kadar güzel başardı ki bazı kurumların kasasındaki para, satış bedelinden fazlaydı. Satın alan, kasadaki paranın bir kısmını ilk taksit olarak verip mal sahibi oldu. Balıkesir SEKA gibi kimi kurumlar da üzerindeki fabrikalar bir yana arsa bedelinden daha ucuza gitti.
SSK’nin ilaç fabrikalarını sattılar...
Sümerbank’ı bitirdiler...
***
Satacak fabrika kalmayınca sıra limanlara geldi. Çoğu satıldı.
Gündemde İzmir Alsancak Limanı var.
Klasik hikâye... Önce yapılması gereken yatırımları yapma, usul usul değer kaybetsin... Devamında kamuoyunun gözünden düşsün, sırtta kambur gibi görünsün... Ardından, satılırsa ne kadar güzel olacağı anlatsın...
Alsancak Limanı bu kaderi yaşıyor.
İlk geldiklerinde hemen satmak istedikleri yerler arasındaydı. 1 milyar 250 milyona Hong Konglu bir müşteri geldi, olmadı.
Şimdi Körfez ülkelerine pazarlıyorlar. Saray önce sıcak para istedi, soğuk baktılar. “Para vermeyiz, işimize gelen yerlerinizi satın alırız” dediler. Önce Cevdet Yılmaz’la Mehmet Şimşek gitti. İşi bitiremediler. Şimdi “Şahsım” gitti. Doğrudan neyin satılıp neyin satılmayacağına karar verecek. Bu söz bizim değil, kendisinin. Katar’a uçmadan önce dedi ki:
“Neyin satılacağını çok iyi biliriz!”
Ağzından duyduğumuz en doğru sözlerden biri. Elbette en iyi o bilecek!
Bakanın ağzından da doğrulandığı gibi Alsancak Limanı satışa konulan yerlerden biri...
Bu satış, işlevi azalan bir limanın daha iyi işletilmesi için yapılmıyor. İktidar, devlet kasasını boşalttığı için yapılıyor.
Bu satış, uygulanan yeni bir ekonomi politikasının parçası olarak yapılmıyor. Yerel seçimlere kadar ekonominin iyi görünmesini sağlamak, daha ötesi çöken ekonomiye bir nebze nefes üflemek için yapılıyor.
İstanbul’dan kanal geçiremedik, İzmir’den Körfez verelim mi diyorlar?
Burayı siz almış görünün ileride ayrıca pay ederiz mi diyorlar?
Geçmişte götürülen 128 milyar doların bir kısmını bu yolla içeri sokmak mı istiyorlar?
Şeffaflık olmayınca her yoruma haklılık payı çıkıyor!
***
İktidar için bir anlamı olmayabilir ama Alsancak, Cumhuriyet tarihimiz için önemli. Önceki adı Punta idi. Cumhuriyetle Alsancak oldu!
Hani İstiklal Marşımızın ilk dizesinde var ya:
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak…
İşte o Alsancak!
Hemen arkasındaki semtin adı Kahramanlar!
Yanındaki İzmir Fuarı’nın kapılarının tümü tarihe açılır:
9 Eylül, Lozan, Montrö, 26 Ağustos, Cumhuriyet...
Osmanlı döneminde imparatorluğun dışa açılan kapısı İzmir Limanı’ydı… Bu anlamda İzmir, İstanbul’dan önemliydi.
Şimdi satış listesinde!
Yerli ve milli bir iktidar Alsancak’ı satmaz, satamaz; satılamaz!