2020’yi 2021’e bağlayan temel sorunlarımızdan biri kadın cinayetleri oldu. Bir günde İstanbul, İzmir, Gaziantep ve Malatya’da 4 kadın öldürüldü. Bu cinayetler ne yazık ki iktidarın ve medyanın ortak konusu olmadı. Kimi kanallar cinayetlerin ne kadar dramatik işlendiğini konu etti, o kadar.
Oysa yara 2011 yılından bu yana katlanarak büyüyor. 2020’de can veren kadın sayısı 300’ün üzerinde. Kadın örgütlerinin iddiası o ki daha fazla. Kimi illerimizde cinayetler kayda “intihar” olarak geçiyor.
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu cinayetlerle ilgili söylediğine ilişkin arama motoruna başvurduk. İlk haber 29 Ağustos 2019’dan geldi. “Bence idam” demiş. Tek çözümü bu! Biraz derine bakınca Erdoğan’ın 2011’de, “Kadına şiddet abartılıyor” demeciyle 24 Kasım 2014’te, “Kadınla erkek eşit değil” sözü geliyor.
Hakkını yemeyelim 7 gün önce Emine Erdoğan konuşmuş, “Her kadın cinayeti kalbimizde yara” demiş.
***
Kadın cinayetlerinin hemen ardından Fikri Sağlar’ın Türkiye’deki devlet yapısının geldiği noktayı değerlendirirken verdiği “türbanlı hâkim” örneği gündeme oturdu. Sağlar, defalarca neyi kastettiğini açıklamış olmasına karşın... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bunun iktidar tarafından nasıl kullanılacağını bildiği için hemen böyle bir tartışmayı şiddetle reddettiğini açıklamasına karşın...
AKP yine türbana sarıldı...
Bunun pek çok nedeni var...
1- Gerçek konuları örtmek.
2- Halka söyleyecek, tabana verecek bir şey kalmayınca yine gerilim konusu köpürtmek.
3- Türban konusunun bitmemesini sağlamak.
4- CHP’nin bu konuda attığı adımları değersizleştirmek.
5- Yargıyı devreye sokarak konunun daha fazla tartışılmasını sağlayıp CHP’nin içinde ayrışma yaratmak.
Sağlar, dün BirGün gazetesindeki köşesinde bir kez daha durduğu yerin altını çizdi. Düşüncesine katılıp katılmamak ayrı ama buradan AKP’nin yargıya dayattığı gibi “nefret suçu” çıkarmak bir AKP klasiği.
Yargının o kadar çok sorunu var ki... Bir hâkim düşünün, FETÖ’den yurtdışına kaçarken sınırda yakalanmış. Hapse atmamışlar, kürsüye koymuşlar. O hâkim, Kılıçdaroğlu hakkında açılan tazminat davasına bakıyor!
Buyurun!
***
Kadın can derdinde...
Kadınların büyük çoğunluğu artık eşitlik istiyor, insanca yaşam istiyor. Bunun bedeli alçakça bir cinayet olabiliyor. Pek çok kadın böyle bir sonla karşılaşma olasılığının yüksekliğine rağmen “hayır” diyebiliyor, “şiddet dolu bir aile düzeninde yokum” diyebiliyor.
Kadın cinayetleri bu direnişin acı yüzü.
Mülkiyet dağılımı yüzde 90’a 10 kadınların aleyhine... Çalışma yaşamında üçte ikiye üçte bir... Öğretmenlerin yüzde 60’ı kadın ama okullarda yöneticilerin yüzde 90’ı erkek...
Kadın daha çok yaşama katılmak istediği için bu sorunlar var. “Kocamdır, döver de severe de” dese sorun yok!
Türkiye, AKP iktidarını aştı.
Yakın geçmişte türban sıcak bir sorundu, bugün sıcak bir çözüm. Toplum bu çözümle yaşamaya başladı. AKP hâlâ sorun halinde tutmak istiyor. Hatta kendi ayrımcılığını yaratmaya çalışıyor.
Kadınların başı kesiliyor, tık yok... Ama konu kadının başının örtüsü olunca kızılca kıyamet!
İktidarın alnına yazılması gereken cümle şu:
Halkı kinle beslemek, ekmekle beslemekten kolaydır!