Meclis açılırken Saray’daki hesap şuydu:
Üç alanda ilerlemek, tümünde başarı elde edildiği an, seçime gitmek.
O üç alan şöyleydi:
1- Ekonomide her şey iyiye gidiyor havasını öne çıkarmak.
2- Dışarıda “kahramanlık” denebilecek bir başarıya imza atmak.
3- Millet İttifakı’nı çatlatmak...
Bu hesabın nedenlerinden biri İstanbul seçimleriydi. Saray bütün yaz uğraşmış, sonuçları bir türlü hazmedememişti. Yerel seçimleri de içine alan bir “yenilenme” ne güzel olurdu!
Kışa girerken bu üç maddedeki duruma bakalım...
Ekonomide “söz dinleyen” Merkez Bankası Başkanı ve yüksek bürokratlarla birlikte rakamlar iyi! Ama ekonomi pek öyle görünmüyor. Artık enflasyon verileri alay konusu oldu. Neredeyse kimi vitrinlerde, “Ürünlerimizde enflasyon kullanılmamaktadır” duyuruları asılacak!
“Kahramanlık” için Suriye önemli bir alandı. Hem Türkiye’nin hassasiyetleri üzerinde durulur hem de Erdoğan’ın liderlik vasıflarına selam durulurdu. Böylece muhalefet de üstüne gelmez, bir nebze durulurdu. Zira terörle mücadele herkesin destek vereceği ortak alanların başında geliyordu.
Ancak işler Saray’da hesaplandığı gibi gitmedi. Bir yandan ABD bir yandan Rusya ile süreli anlaşma, Saray’ın “kahramanlık” diye sunacağı sonuçlar vermiyor.
Şimdi bir umut ABD seferi. Hakarete varan mektuplardan, Suriye’deki onca ayak oyunundan sonra bu seferden kahramanlık çıkar mı? İktidardaki medya gücü diz çökmeyi bile dize getirmek olarak sunma yeteneğine sahip!
Üçüncü şık, Saray’daki dolapların en dolusuydu. İlk deneme kayyım üzerinden yapıldı. PKK üzerinden HDP’ye, HDP üzerinden CHP’ye yüklen. Sonra dön İYİ Parti’ye, de ki:
“Senin bu CHP ile ne işin var?”
Bu hesapta ilk hamle tutmadı. İkinci hamleyi İmamoğlu üzerinden denemeye giriştiler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden sorumlu Saray’a bakanlar kurulu üyesi Soylu’nun çabaları pek yeterli görünmüyor!
Ancak bu alandaki hamleleri bırakmayacaklar.
Türkiye, siyasi parti kapatarak terörle mücadele edilemeyeceğini 30 yılda öğrendi. Bakalım mahkemeyi, hukuku boş verip seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak da terörle mücadele edilmeyeceğini kaç yılda öğrenecek!
Genel görünüm Saray’ın istediği gibi gitmiyor. Buna bir de AKP’den ayrılmayı kafaya koyanlar eklenince iş seyri daha da değişti.
2020’ye siyasette yeni partilerin ne yapabileceği sorusuyla gireceğiz.
Bu noktada soralım:
Yeni bir partiye, partilere ihtiyaç var mı?
Bu tür sorular sorulmaya başlandı mı, genel bir değişim havası da başlamış demektir!