Kalabalık meydanlardan gökyüzüne yükselen bir slogan var ya:
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Çalışanlar, alın teriyle ve beyin teriyle yaşamını sürdürenler, yasal tüm sorumluluklarını yerine getirip huzurlu bir emeklilik yaşamı sürmek isteyenler, bu bağlamda iktidarın “mutlu azınlığı” dışında kalan tüm kesimler fakirleşti!
Tek tek duruma bakıp toplama yapalım…
Asgari ücret tartışması bu yıl daha erken başladı. Aralık ayının konusu olan asgari ücret şimdiden gündeme oturdu. Burada gelinen nokta, emeğin en yüce değer haline geldiğini ortaya koyuyor. AKP iktidarının ilk on yılına dek, Türkiye’deki asgari ücret Avrupa’nın üçte birinden yüksekti. Şimdi Avrupa’nın en gerisi. En fakir Avrupa ülkeleri için psikolojik sınır olarak görülebilecek 300 doların altına düştü.
AKP yöneticileri, Çalışma Bakanı, 2022’de yapılacak zamla asgari ücretlinin memnun olacağını, bu konuyu Türkiye gündeminden çıkarmak istediklerini söyledi.
2.825 lira 90 kuruşu nereye çıkararak bu mutluluğu yaşatacaklarını merak ediyoruz.
Asgari ücret, adı üstünde en alt sınır. Beklenen, bu sınırdakilerin oranının en çok yüzde 5-10 olmasıdır. Türkiye’de yüzde 45-50.
Bir başka deyişle ülkemizde asgari ücret ortalama ücret haline geldi.
İki sorun var:
Asgari ücret çok yaygın ve çok düşük!
***
Sayısı asgari ücretliler kadar olan bir başka kesim emekliler. AKP’nin fakirden alıp zengine verme anlayışının en tipik örneği emekli maaşlarındaki istikrarlı reel düşüş. 2008 yılından bu yana emeklilik maaşı bağlama oranı sürekli azalıyor. Yüzde 70’ten 35’lere kadar indi. İniş o kadar dramatik oldu ki, 1000 lira düzeyine gelince utandılar, en düşük maaşı 1500 liraya çektiler. Çektiler ama bunu sonraki yıllarda yapılacak zamların içine yedirdiler. Örneğin maaşı 1300 lira olan bir emekliyi 1500 liraya yükselttiler. İlk zam döneminde yapılacak eki 1300’ün üzerine koydular!
Emeklik maaşları sürekli eriyor ama onu da bulamayan var. Emeklilikte Erdoğan’a takılanların kesin sayısı bilinmiyor. Genel hesaplamaya göre 4.5 milyon civarında. Bu kişiler çalışma yaşamına başladığında devlet onlara dedi ki:
- Arkadaş sen şu kadar yıl çalıştıktan sonra emekli olacaksın. Ondan önce bana gelme!
O da tamam dedi. O yıla göre plan yaptı. Daha sonra dedi ki:
- Ben sana emeklilik tarihi verdim ama o öyle değil. Emekli olmaya hak kazanıp çalışma yaşamından çekileceksin. Sana yıllar sonra maaş başlayacağım.
Erdoğan, seçim kaybetmeye neden olsa bile bu konuda adım atmayacağını meydanlarda söyledi.
Bu durumdan bütün alanlar etkileniyor. Son olarak albaylar da buna eklendi. Kadro varsa generalsiniz, yoksa maaşınızın yıllar sonra bağlanacağı bir emekli!
Tabloya 3600 ek gösterge talebini de koymak gerek. Bu konuda adım atılmasını bekleyen 1.5 milyon kişi var. Onlara söz de verildi. Ödeme garantilerini yerine getirmekten sıra gelmiyor olmalı.
***
Baştaki meydan sloganına dönersek…
İktidar toplumsal belleğin en fazla üç aylık olmasına güveniyor!
2021’de tüm sıkıntıları yaşatıp 2022’de bir nebze iyileştirme ile seçime gitme hedefi dikkati çekiyor.
2022’de asgari ücreti yıllar içindeki çizgiden biraz fazla yükseltme, 3600’e usul usul başlama, EYT’yi kısım kısım çözme yöntemiyle seçim öncesi bugün oluşan iklimi değiştirme niyetindeler.
2022’de yapılacak iyileştirmeler zaten eridi. Yapılacak iyileştirmeler, kaybı biraz azaltabilir.
Sonuç olarak Türkiye’nin kaynakları yön değiştirdi. Bunu geniş ölçekte görüp ona göre mücadele etmek gerekiyor. Bir miktar birikim yapabilenin parasına da göz diktiler. Faizi indirip birikimin enflasyon önünde erimesini sağlayıp buradan da mutlu azınlığa pay verdiler.
Toplum fakirleşti…
Devlet zenginleşti…
Devlet olanakları bir parti grubunun eline geçti!
Bu çarkı değiştirmeden, refahı topluma yaymak olanaksız!