Hey gidi Berat Albayrak, kendi gitti ama literatürümüze kazandırdığı sözler uzun süre belleklerden silinmeyecek. “Bakın burası çok önemli” vurgusu ile başlayan cümleleri, gençlere yönelik “Size çokomelli bir mesaj vereceğim” mesajı ve tabii o unutulmaz “Dolardan size ne, maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” vecizesini unutmak ne mümkün?
Damat Bey’in gençlere verdiği mesajın çokomel tadında olmadığını kendisi de biliyordu ama Instagram sayfasından yayımladığı istifa mesajı fazlasıyla çokomelli, çokonatlı, çokokremli ve dahi çokoprensliydi. Düşünün, daha istifanın gerçekliği, kabul edilip edilmeyeceği bile belli değilken dolar 1 lira birden düştü.
Şimdi size bir havuz problemi...
Ekonomi yönetiminde yardımcı roldeki Damat Bey istifa ettiğinde dolar 1 lira birden düşüyorsa başroldeki Cumhurbaşkanımız istifa ettiğinde dolar kaç lira düşer?
Çıkın çıkın, korkmayın. “Yüzde 50 mi” diyorsunuz? Vaaov!..
O zaman ekonominin kurtuluş reçetesi de belli. Ama gelin görün ki değil ekonominin çökmesi, seçim sonuçlarına göre partisinin çökmesi halinde bile gidip gitmeyeceğini tartışıyoruz.
Hale bak...
Aynı Trump gibi değil mi?
Aslında değil. Trump, sonuçları kabul etmeyip yargıya, seçim kuruluna itiraz üstüne itiraz ediyor. Fakat seçim sistemini demode bulduğumuz, dudak büktüğümüz ABD’de federal yargıçlar, kendilerini atayan başkana, “İtiraz ediyorsun da delilin ne?” deyip kapıyı gösteriyorlar. Şimdi anladınız mı kuvvetler ayrılığının ne işe yaradığını? Hoş, Trump da pes etmeyip “Canım hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şey oldu” türünden saçmalıklarına devam ediyor hâlâ ama sonuç değişmeyecek gibi. Bazı eyelatlerde oylar yeniden sayılsa da aradaki fark kapanacak gibi değil.
ABD’deki yandaş basın da bizimkine pek benzemiyor. Dün Oray Eğin’in yazısından da öğrendiğimize göre en fanatik Trump yandaşı medya organları bile “Uzatma Trump, çekilmeyi bil!” moduna geçmişler. Bizde ise İstanbul seçimleri kaybedildiğinde daha iktidar partisi karar almadan yandaş medyamız, “Çamura yatın, seçimleri tekrarlayın” akılları veriyordu.
Yandaş medya demişken, Bakan Albayrak’ın istifa açıklamasından sonra bizim yandaş medyanın düştüğü acıklı durumu gördünüz değil mi? Allah kimseyi bu hallere düşürmesin. Sadece onları değil, onlara hükmettiğini sanan Berat Albayrak ile biraderinin düştüğü duruma da...
Düşünün Instagram üzerinden istifa metni yayımlıyorsunuz ve ülkenin Cumhurbaşkanı’na üstü örtülü posta koyuyorsunuz ama bunu yayımlatacak mecra bulamıyorsunuz. Eminim ki o gece Albayrak kardeşler, “İyi ki bağımsız muhalif medya var” diye içlerinden geçirmişlerdir.
Ha bir de o gece “Ne olur ne olmaz, Cumhurbaşkanımız damadını harcamaz. Soylu gibi onun da istifasını geri çevirir” zannıyla destek tweet’leri atan Pelikan grubu ve parti içinde bu gruba yakın isimler de vardı. Gerçi sonradan Saray’da rüzgârın ters yönde estiğini öğrenince, destek mesajlarını ya sildiler ya da devamını getirmediler. Ama sonuçta Pelikan grubunun durumu da bizim ülke olarak I. Dünya Savaşı’ndaki sonumuza benzedi. Yani, Albayrak yenilince Pelikan grubu da yenilmiş sayıldı.
Eee, tabii İçişleri Bakanı Soylu da tek kurşun atmadan galip gelmiş sayıldı.
Trenleri raydan çıkaran bakan, treni yoluna koyacak
İki günlük bekleyişten sonra Hazine ve Maliye Bakanımızın istifası kabul edildi. Pardon, görevden affı kabul edildi. Her ne kadar kendisinin af dileği olmasa da...
Albayrak’ın istifasıyla boşalan bakanlığa da eski Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan atandı. Ulaştırma Bakanlığı sırasında Çorlu’da tren yoldan çıkmış, 25 yurttaşımız yaşamını yitirmişti. Aynı kişiden şimdi ekonomide raydan çıkmış treni yerine oturtmasını bekliyoruz.
Ne diyelim hadi hayırlısı!..
Çokomelli haftada sevincimiz sadece döviz ve altının düşmesi ile kalmadı. Meslektaşımız Müyesser Yıldız’ın tahliyesi, Karabağ’da silahların susması ve Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarına kavuşması da bizim için çokomelliydi. Son olarak da Osman Kavala dosyası ile ilgili AİHM kararına karşı direnen mahkeme heyeti listesinin HSYK tarafından istenmesiydi.
Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı’nın açıklamalarından yeni yargı reform paketinin geleceği anlaşılıyor. İyi de AKP geldiğinden beri 6 kez yargı reformu yaptı. Geldiğimiz nokta malum. Sorun yasaların eksikliğinde değil, yazılı olmayan kuralsızlığın ve talimatla işleyen bir yargının yaratılmasında. Bunu anladığımız zaman ekonomi de düzelir siyasal iklim de...