Reisbank hayırlı günler diler!

Haber Tarihi: 28.03.2021


Bu isimde bir banka olmadığını elbet biliyorum. Ancak adı öyle olmasa da Reis hazretlerinin böyle bir bankası var: Merkez Bankası...

Ne yani olmasın mı?

Yargısı var; ordusu var; polisi var; bekçisi var; üniversiteleri var.

Sarayları var, güzel mi güzel; arabaları, uçakları var özel mi özel. Merkez Bankası niye tüzel olsun?

Ne gerek var genel kurula, banka meclisine?

Reis, “Kalk koltuktan” der başkan ve yönetim kurulu kalkar, “İn” der inerler. Zaten 2018’de çıkarılan KHK ile Merkez Bankası Başkanı ve yardımcılarının 5 yıl olarak tanımlanan görev süreleri belirsiz kılınmıştı. Onları atayan erk, ister 5 yıl görevde tutar isterse 5 saat...

Bankanın adını da Reisbank olarak değiştirirse çok yerinde olur. 

***

Hitler’in Merkez Bankası’nın adı Reichsbank’tı. Reis’in bankasının adı da Reisbank olmalı doğal olarak. Raichsbank’ın başkanı Hjalmar Schacht diye bir adamdı. Bankanın bütün parasını Hitler’in emrine vermişti. Hitler, sınırsız itaatte bulunan Başkan Schacht’ı sonradan İktisat Bakanı yapmıştı. Bakanlığı döneminde yabancı sermayeye el koyarak ekonomide canlılığı sağlayan Schacht, “sihirbaz maliyeci” olarak anılmaya başlandı. 

Geçen günlerde görevinden alınan Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın yeni kabinede Maliye Bakanı olacağı yönünde kulis haberlerini okuyunca, onun adına endişelendim. Zira Hitler, Merkez Bankası Başkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra Iktisat Bakanı yaptığı Schacht’ı, enflasyon konusunda kendisiyle ters düşünce görevden almış ve arkasından da toplama kampına göndermişti. Neyse ki bizde toplama kampı yok. Ama hapis var.

***

Merkez bankası başkanları ile siyasal iktidarların bilek güreşi geçmişten beri bilinen bir gerçekliktir. Merkez bankalarının bağımsızlığı, bir ülkenin para politikasının hükümetlerin popülist kararlarından etkilenmemesi adına tesis edilmiştir. Siyasal iktidarlar göreve geldiklerinde ekonomiye canlılık kazandırdıklarını göstermek amacıyla bankadan para arzını artırmalarını ister ve popülist politikaların sonucu olarak artan kamu borçlarını da bankanın kaynaklarından karşılanması için baskı yaparlar. Para arzının fazlalaşması enflasyonu artırır. Enflasyonun artması beraberinde faiz artışlarını getirir. Faiz artışı kur artışını frenler. Ama bu kez ihracatçıların dış piyasada rekabet şansı azalır ve ihracat düşer. Kur düşük olduğu için ithalat patlar. Bu da yüksek cari açık demektir. O nedenle merkez bankalarının başkanları siyasal iktidarlarla bilek güreşine girerler. Ama bu her zaman başkanların dediği olur demek değil. Merkez bankası başkan ve yönetiminin siyasal iktidarlara direnmeleri görev süreleri ve atama şekillerinin güvencede olup olmadığı ile orantılıdır.

O nedenle başta ABD olmak üzere birçok ülkede başkanlarının görev süresi bizdekine oranla çok uzundur. ABD Merkez Bankası başkanları, 14 yıl olarak belirlenmişti mesela. Bizde 5 yıl olan süre yukarıda da belirttiğimiz gibi ucu açık bırakıldı. 

Görev sürelerinin 5 yıl olduğu dönemde de Türkiye’de siyasi iktidarlar politikalarını dikte ettiremediği banka yönetimlerine karşı bayrak açmışlardır. Aslında  genel kurulda Hazine’nin oyçokluğu nedeniyle banka yönetimini siyasal iktidarlar yine istedikleri gibi belirliyordu. Fakat devletin çıkarlarını kendi ikballerinden daha önemli gören bürokratların varlığı nedeniyle siyasi iktidarların her dediği yapılmıyordu. 1980’de AP azınlık hükümeti iktidarda iken Merkez Bankası’nı denetim altına almak için bankanın meclisini ve denetim kurulunu değiştirmek üzere yönetim kuruluna başvurmuş ama reddedilmişti. Hükümet sonuç alamayınca, Maliye Bakanlığı tarafından Ticaret Mahkemesi’ne dava açılarak banka meclisi ile denetim kurulu arasında uyumsuzluk olduğu, bu nedenle görev süreleri dolmamasına karşın olağan genel kurulda meclis üyelerinin tümünün yenilenmesi talebinde bulundu. Ticaret Mahkemesi bu talebi banka yararına aykırı olduğu gerekçesiyle reddetti. Ancak bu dönem o dönem değil. O zaman sadece Merkez Bankası değil, yargı da bağımsızdı.

Eski Türkiye’de özerk yapısı nedeniyle Merkez Bankası Başkanlığı, bakanlardan bile önemli bir makamdı.

ABD Merkez Bankası ilk kurulduğunda banka yönetimi, Eyaletlerarası Ticaret Komisyonu ve Kamu Hizmetleri Komisyonu’nun altında yer almasına tepki göstermiş. Başkan Wilson’un bu tepkiye yanıtı ise “Aslında itfaiye örgütünün altında olmaları gerekir” şeklinde olmuş. Üç ayda bir başkanı değişen bizim Merkez Bankası başkanlarının protokoldeki yeri ise kasabalardaki mal müdürlüğü seviyesine inmiş oldu.









MİYASE İLKNUR İsimli Yazarın Diğer Yazıları