Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel: “Kadınların Kazanımlarını Korumak, İleriye Taşımak Ortak Hedefimiz”

Haber Tarihi: 05.08.2024

“YÜZDE 33 OLAN CİNSİYET KOTASI KADEMELİ OLARAK YÜZDE 50’YE ÇIKACAK”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 15’inci Kadın Kolları Olağan Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, “Tarih boyunca eşitsizliklerle ayrımcılıklarla mücadele eden kadınların kazanımlarını korumak, ileriye taşımak hepimizin ortak hedefi. Önümüzdeki ay tüzük kurultayında halen partimizde yüzde 33 olan cinsiyet kotasını kademeli olarak yüzde 50’ye çıkarma konusundaki irademizi vurgulamak, seçilecek Kadın Kolları Başkanı ve yönetiminin asli görevi olacağını, buna saygı duyacağımızı ifade etmek isterim” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi 15’inci Kadın Kolları Olağan Kurultayı’nda konuşan Özel, “Hep beraber harika bir pazar sabahında Ankara’da bir aradayız. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları 1951 yılında kuruldu, ilk kurultayını 10 Aralık 1962’de yaptı. O günden bugüne zaman zaman aksaklıklar, eksiklikler olmakla birlikte kurultaylarımız düzenli yapılıyor. 15’inci kurultayımıza hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz” ifadelerini kullandı. Özel şunları söyledi:

“İYİ Kİ KADIN KOLLARIMIZ VAR”

“Bugün partimizin en güzel demokrasi şölenlerinden birindeyiz. Bugün önümüzdeki ay 101’inci yaşını kutlayacak ülkemizin ve Avrupa’nın en köklü partisinin kadın kolları kurultayındayız. Bugün 47 yıl sonra Türkiye’nin dört bir yanında hep birlikte verdiğimiz emeklerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini birinci parti yapmanın onurunu ve gururunu yaşıyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, bu salondaki herkesin ben partinin Genel Başkanı olarak 2011 yılından beri partinin milletvekili, parti tarihinin en uzun süre grup başkan vekilliği yapmış iki kişisinden biri olarak 81 ili 973 ilçemizi adım adım gezen biri olarak bu salondaki herkesin bu partiye ve bu ülkeye emeklerine en yakından şahidim. Hepinize teşekkür ediyorum. Mazeret üretmeden büyük bir gayretle bütün imkânsızlıklara, maddi imkânsızlıklara, manevi yalnızlıklara rağmen bu partinin iktidar olabilmesi için bazen dağın başındaki bir köye, bazen fabrikadaki servise binen işçiye, bazen kapı kapı evlere, tarlalara giden, emek veren, gayret gösteren bizim milletvekillerimizin, yöneticilerimizin tüm siyasi çalışmalarına doğrudan katkı sağlayan kadın örgütümüze yürekten teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, iyi ki kadın kollarımız var.”

“KADIN KOLLARINI TARTIŞMAM, TARTIŞTIRMAM”

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde bulunduğu süreçte bir tüzük değişikliği olacak. Zaman zaman dile getiriliyor. ‘Efendim Kadın Kolları, Gençlik Kolları kapansa mı, başka şekilde formüle edilse mi?’ O gün gelirse ana kademede eşit temsil sağlanırsa Meclis’in yarısı kadın yarısı erkek olursa parti meclisinde seçilmiş her noktada eşit temsil olup bir gün siz oturup ‘Yapı değişmeli’ derseniz o konuşulur. O güne kadar kadın kollarını tartışmam, tartıştırmam. Önümüzdeki süreçte 4-9 Eylül tarihleri arasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin Büyük Değişim Kurultayını hep birlikte yapacağız. 4’ünde Sivas’ta, tarihi önemli olan Sivas’ta kurultayımızın sembolik açılışını yapacağız. 5’inde komisyon son toplantısını Ankara’da yapacak. 6’sından itibaren dört gün boyunca da bir gün tüzüğümüzü değiştirip öncesinde bütün hazırlıklar tamamlanıyor. Tamamlanmaya devam edecek. Sonrasında da programımızı nasıl değiştireceğimizi Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar programını hep birlikte konuşacağız. Ama buradan şunu söylemek isterim. Bu sefer yapacağımız program kurultayı bu ülkede nasıl muhalefet edeceğimizi tarif etmeyecek. Program kurultayı ve ortaya çıkacak program, bu devleti nasıl yöneteceğimizi tarif edecek ve umudum odur ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin oklarının en ortasındaki devletçilik okunu o program kurultayına katacağımız çevreci sürdürülebilir doğa dostu, sürdürülebilir kalkınmaya inanan projeler ve kadın erkek eşitliğine yönelik olan net tutumumuzla, geldiğimizde bu devleti nasıl yöneteceğimizi söylerken devletçilik okunun yarısını yeşile yarısını mora boyayacağız. Eşit temsili bu partiye de bu ülkeye de biz getireceğiz.”

“35 KADIN BELEDİYE BAŞKANIMIZ GÖREVİ BAŞINDADIR”

“Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin’ sözünü ilke edilmiş bir partiyiz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının siyasetteki alanının genişletilmesi için çalışıyoruz. Partimizi, kadınların ve gençlerin partisi yapmakta kararlıyız. Yerel seçimlere, kadınlara ve gençlere çoktan hak ettikleri alanı gönlümüzdeki kadar değil ama olabildiğince fazla açarak gerçekleştirdik. Bugün 35 kadın belediye başkanımız görevi başındadır. Bu bir önceki döneme göre yüzde 350 artmıştır. 10 belediye başkanından 35 belediye başkanına artış sağlamışız. Bu noktada özellikle büyükşehirlerimizde hepimizin gurur duyduğu Aydın’daki Topuklu Efemizin yanında Eskişehir’de ve Tekirdağ’da da kadın Büyükşehir Belediye başkanlarımız vardır. Nüfusun 300 binin üzerinde olduğu en büyük 8 metropol ilçede Seyhan’da, Merkezefendi’de, Karşıyaka’da, Konak’ta, Karabağlar‘da, İzmit’te, Maltepe’de ve Üsküdar’da Cumhuriyet Halk Partili kadın belediye başkanlarımız yönetiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin amiral gemisi sancak gemisi, İzmir’imizde, 100 yıllık tarihte her siyasi partiden sadece 6 kadın Belediye Başkanı olmuşken, bu seçimde 9 adayımızdan 8’i İzmirliler tarafından göreve getirilmiştir.”

“KENDİ İKTİDAR ALANLARIMIZDAN BAŞLAYARAK EŞİT TEMSİLİ SAĞLAMALIYIZ”

“Bundan sonra özellikle tüzüğümüzde yazmamasına rağmen kadın kotası yüzde 33, 20 kişi belirleyeceğiz 6’sı kadın 15-16-17-18-19-20. Böyle bir şeyin tüzüğün niyetine aykırı olduğunu, tüzüğün arkasından dolanmak olduğunu ve eğer her 3 adaydan bir kadın olacaksa bunun ilk 3 adaydan biri, ikinci 3 adaydan biri, üçüncü 3 adaydan biri olacak şekilde pencere yöntemiyle uygulanmasını, Merkez Yönetim Kurulu’nda karara bağladık. Bu konuda kendisi de genç bir kadın siyasetçi olan Gül Çiftçi’nin emekleriyle yazdığı yönergelerle, genel sekreterimizin ve kadın MYK üyelerimizin kararlılığıyla tüm kadın kollarının sahiplenmesiyle büyük bir başarı elde ettik, şimdi bunu açık ve net biçimde tüzüğe yazacağız. Şu kadarını söylemem gerekir. Bugün burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadın kollarının kurultayını yapıyoruz. Hep söyleniyor, ‘Kadın devrimi yapacağız, eşitlik sağlayacağız’ ama bunlar bir başka yerde bir başka sonuç doğuruyor. Hiç unutmam, kadın kotası yüzde 33’e çıkarken ‘kota kota’ diye bağırıyorlardı. Bir abla oradan seslendi, ‘Siz kotaları değil, kafaları değiştirin bu partide’ dedi. İşte şimdi ona sıra geldi. Biz madem ki ‘eşit temsil’ demişiz. Madem ki bunun kanun teklifini imzalamış, vermişiz. O zaman kendi iktidar alanlarımızdan başlayarak eşit temsili sağlamalıyız.”

“MİLLETVEKİLİ VE BELEDİYE BAŞKANLARININ YARISINI KADIN YAPACAĞIZ”

“Geçtiğimiz kurultayda bir Parti Meclisi seçimi oldu. Seçimde 43 yaş ortalamasına ait bir Parti Meclisi oluştu. O Parti Meclisi’nin içinden bir Merkez Yönetim Kurulu seçtik. Bu yönetim kurulunun önemli sayıda üyesi, yarısı kadından oluşuyordu ve bu yeni MYK’nın içinde bir Gölge Kabinemiz var. Biliyorsunuz Gölge Kabine mevcut kabinenin bir simetriği olup onun yaptıklarını izleyen, inceleyen, doğru yol gösteren, iktidar olduğumuzda ‘ben bakan olduğumda bu işi nasıl yapacaktım’ diye iktidara yol gösteren bir yapı. Tayyip Bey’in kabinesi var. 17 Bakan, bir Cumhurbaşkanı yardımcısından oluşuyor. 18 kişi, bunların içinde bir tek kadın var. O da kadından sorumlu aileden sorumlu. Yani Recep Tayyip Erdoğan da, onun partisi de, biz de bu ülkeyi yönetmeye talibiz. Bu ülkenin yarısı kadın yarısı erkek. Tayyip Bey Türkiye kadınlarının gözünün içine bakarak şunu söylüyor: ‘Senin yerin evindir, ailendir. Sen adaletten anlamazsın. Sen turizmden, kültürden anlamazsın. Sen sanayiden, ticaretten anlamazsın. Elinin hamuruyla Sağlık Bakanlığı’nın işlerine karışamaz, Gençlik Spor Bakanlığı yapamaz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik’te söz söyleyemezsin.’ Onun bir bakanı var, kafada kodlamış kadının yeri ailesidir, çocuğudur, çocuğuna bakmak büyüklerine bakmaktır diye. Burada bu salonda aynı 18 görevlendirmeye karşı bizim yaptığımız dokuz görevlendirme Adalet Bakanı ve Divan Başkanımız Gökçe Gökçen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Aylin Nazlıaka, Kültür ve Turizm Bakanı Gülşah Deniz Atalar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Pınar Uzun, Sağlık Bakanı Zeliha Aksaz Şahbaz, Gençlik ve Spor Bakanı Sevgi Kılıç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gamze Taşçıer bulunmaktadır. Eğer eşit temsil yapacaksanız dokuz erkek görev yapıyorsa dokuz kadın görev yapacak. Ben kendi iktidar alanımda bunu yaptım. Şimdi tüzük geliyor. Kadın Kolları’na söyledim. Bundan önceki yönetim çalıştı. Bundan sonraki oluşacak yönetim önceki çalışmayla birlikte tüzüğü sizin sözünüzü söyleyecek. Ve ben şuna inanıyorum ki eşit temsili yarınlara bırakmadan, bugünden en makul kademeli geçişi sağlayarak bir ya da iki seçim içinde önce yüzde 40, sonra yüzde 50’yle CHP milletvekili sayısının yarısını da belediye başkanlarının yarısını da kadın yapacağız. Buna var mısınız?”

“YÜZDE 33 OLAN CİNSİYET KOTASI KADEMELİ OLARAK YÜZDE 50’YE ÇIKACAK”

“Bunun için kadının siyasete katılımı, yüreklendirilmesi çok önemli. Biz belediyelerde bazı şehirlerde değerlendirme yapmak için baktığımızda kadın adaylar göremedik. Belediye meclisleri için umut verdiğimizde garanti verdiğimizde hızla bunun yerine geldiğini gördük. Sizlerden ricam bu salonda birbirinden kıymetli adaylar yarışıyor. Seçilecek olanın etrafında herkes birleşecek. Hepimiz saygı duyacağız. Hep birlikte çalışacağız. Ama bu salondan rekabeti, tartışmayı ya da seçimlerdeki olası kırgınlıkları değil, ortak irademizi Anadolu’ya taşıyın. Kadınları Cumhuriyet Halk Partisi’ne davet edin. Siyaset yapmak için, aday olmak için, ülkeyi yönetmek için, bu ülkenin kaderine el koymak için Türkiye’deki bütün kadınları bu partiye davet ediyoruz. Bu iradeyi götürün Türkiye’ye. Tarih boyunca eşitsizliklerle ayrımcılıklarla mücadele eden kadınların kazanımlarını korumak, ileriye taşımak hepimizin ortak hedefi. Bunun yolu erkeklerin kadınlar hakkında karar vermeleri değil, kadınların siyasi hayata etkin katılmaları, toplumsal adaletin, toplumsal refahın, eşit ve özgür yaşamın anahtarını kadınların kendi elleriyle taşımalarıdır. Bu nedenle kadınların siyasal süreçlerde etkin rol almalarını sağlamak sosyal demokrat siyasetin en temel hedeflerinden birisidir. Bizim için de vazgeçemeyeceğimiz hedefimizdir. Bu sebeple önümüzdeki ay tüzük kurultayında halen partimizde yüzde 33 olan cinsiyet kotasını kademeli olarak yüzde 50’ye çıkarma konusundaki irademizi vurgulamak, bu salonun iradesini tüzük kurultayına taşımanın da bu salondan seçilecek Kadın Kolları Başkanı ve yönetiminin asli görevi olacağını, buna saygı duyacağımızı ifade etmek isterim.”

“DEVRİMLER SAYESİNDE ZİNCİRLERİ KIRABİLME İMKANLARINA KAVUŞTULAR”

“Atatürk, ülkemizin dünyada hak ettiği yere gelebilmesinin yegane koşulunun kadın erkek eşitliği olduğunu biliyordu. Bu sebeple önce mahalli idareler seçimlerinde 1930’da, sonra genel seçimlerde 1934’te seçme ve seçilme hakkının Avrupa’daki, Batı’daki pek çok ülkeden çok önce kadınlar tarafından kullanılması için üzerine düşeni yaptı. Türk kadını bu iradeyi sahiplendi ve o günden bugüne bu hakkını sürdürüyor. Cumhuriyet devrimleri sayesinde kadınlar eşit yurttaş sayılmış, eğitimin her düzeyine katılabilmiş, iş yaşamının her alanında yer almış, giyim kuşamda, aile yaşamında, kişi ve miras hukukunda zincirlerini kırabilme imkânlarına kavuşmuşlardır. Bunun son örneği kadına soy isim dayatması getiren 9’uncu Yargı Paketi görüşmelerinde başta Cumhuriyet Halk Partisi, kadın milletvekilleri, kadın yöneticiler ve tüm kadın örgütümüzün kadın örgütleriyle dayanışma halinde ve CHP’deki erkek siyasetçilerin desteğini alarak verdikleri mücadeledir.”

“GELECEK SEÇİMLER REFERANDUM NİTELİĞİNDE OLACAKTIR”

“Kadınlar ilk kez milletvekili seçildikleri 1935’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 18 kadın milletvekili girmişti. Çok uzun yıllar 1935’teki o oran yakalanamadı. Bu dönem meclisimizdeki 24 kadın milletvekili arkadaşımızın varlığını önemsiyoruz. Ama Ata’nın çizdiği hattın ortaya koyduğu vizyonun çok gerisinde olduğumuzu üzülerek ifade etmek istiyorum. Maalesef siyasette temsil böyle olunca alanda, sahada, sokakta, iş yaşamında, evde kadının karşısındaki güçler, güçlükler ve şiddet artarak devam ediyor. Kadınlar aile içi şiddetin, kadın düşmanı politikaların, yasal boşlukların bedellerini hayatlarıyla ödüyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nin kabul edildiği 2011 yılı 15 yıl içinde kadın cinayetlerinin sayısının azaldığı tek yıl olarak kayda geçti. Sebep şu: Bir irade, İstanbul’un adını verdiği bir sözleşme Meclis’te tüm partilerin oylarıyla geçip kabul ediliyor. Hani ‘Bir nazar boncuğun var, AK Parti’ye takman lazım, ne iş için takarsın’ deseler İstanbul Sözleşmesi’nin yapılması ve onayı için takardım. Ancak o biricik nazar boncuğunu bile birtakım basit siyasi hesaplarla, birtakım geri kafalıların, meczupların çağ dışı anlayışta olanların baskılarına boyun eğerek koca Meclis iradesini hiçe sayıp, Anayasaya da hukuka da açıkça aykırı bir şekilde bir kişinin tek imzasıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmış olmasını da Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en büyük ayıbı olarak tarih önünde bir kez daha kınıyorum. Buna karşı kadın örgütlerinin yanı sıra hem parti olarak hem buna dava açan tek erkek olarak Danıştay’da biz de davamızı açtık, maalesef oradaki yapı bir oy farkla bu kararın geçerli olduğunu söyledi. Bu karar verildi ama meşru değildir, yürürlüktedir ama anayasal değildir. Uluslararası hukukta hiçbir anlamı yoktur ve gelecek seçimler kadın seçmen açısından referandum niteliğinde olacaktır.”

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ YENİDEN HAYATA GEÇİRELİM”

“Bir tarafta Tayyip Bey’e oy verenler İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmış olmasını ve devamında 6284’e biraz daha cesaret bulurlarsa Medeni Kanun’a saldırıları meşrulaştıracak bu zemine oy vereceklerdir. Ama ben inanıyorum ki o referandumda yapılacak ilk genel seçimlerde ilk 10 gün içinde İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirecek Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına oy vereceklerdir. Zaman zaman ‘Efendim, İstanbul Sözleşmesi'nden çıktıysak ne olur hiçbir şey değişmez’ diyorlardı. Rakamlar ortada. Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’nın stratejik planında dahi kadına karşı şiddete önlemede cezaların yetersiz olduğu itirafı yer alıyor. Geçtiğimiz haziran ayında 41 kadın cinayeti, 25 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Bu veri şu ana kadar kaydedilen en yüksek aylık kadın cinayeti verisi oldu. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldıktan sonra 2021’de 280, 2022’de 334, 2023’te 315, 2024’ün maalesef ilk 6 ayında 205 kadının öldürüldüğü, hiç ümit etmeyiz ama 2024 yılında 400’ün üzerinde kadının İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını canıyla ödediği, ödeyeceği bir süreci yaşıyoruz. Bunun için buradan vicdanı olan herkese sesleniyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını beklemeyelim, kadın cinayetlerini önlemek için gelin İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirelim. Bu cinayetlere el birliğiyle hep birlikte dur diyelim.”

“ÜÇ KADINDAN BİRİSİ MAALESEF KAYITDIŞI ÇALIŞTIRILIYOR”

“Dünya Ekonomik Forumu’na göre, Türkiye eşitlik açısından 146 ülke arasında 129’uncu. Bundan büyük utanç olamaz, 146 üye var, 128’i eşitlikte bizden önde. Türkiye’de kadına karşı şiddet oranı yüzde 38’le OECD ülkelerinde açık ara birinci. Maalesef tüm iyi göstergelerde sonuncu olurken böyle bir utanç verici göstergede açık arayla birinci oluyoruz. DİSK'in araştırmasına göre, kadın işsizliği yüzde 34’e dayandı. Geniş tanımlı kadın işsiz sayımız 4 milyonun üzerinde. İşsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori kadın işsizliği. Buna ek 12 milyona yakın kadının ailevi kişisel nedenler, ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamadığını tüm araştırmalar gösteriyor. Kadınların, çalışan kadınların yüzde 30’u, üç kadından birisi maalesef kayıt dışı çalıştırılıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun bir diğer raporunda Türkiye kadınların işgücüne katılımında ise 146 ülke arasında 133’üncü. Böyle bir ayıp 2024 Türkiye’sinde taşınabilir değildir. Elbette bu rakam da her üç kadından birinin kaçak güvencesiz yani tehlikeli yani meslek hastalıklarıyla, iş kazalarıyla, burun buruna ve bu durumda da sahipsiz bırakılmak üzere emek sömürüsüyle karşı karşıya olduğunun da altını çizmek gerekir. Kadınların yoksulluğu erkeklerden daha ağır yaşamalarının temelinde, kadın işgücüne dahil olma oranının düşük olması, eğitim seviyesinin yeterli olmaması, geleneksel rollerin çalışan kadının iş yükünü artırması, çocuk bakımını kolaylaştıran uygulamalardaki eksiklikler, eşit işe eşit ücret uygulamasında yaşanan sorunlar yer alıyor. Kadın yoksulluğu yapısal bir sorun. Yapısal sorunlar, pansuman tedbirlerle çözülemez ancak kalıcı çözümlerle ortadan kaldırılabilir. Bu reformları tek tek başarma iradesi Cumhuriyet Halk Partisi’nde mevcuttur. Çözüm, kadınlarla ve toplumsal cinsiyet eşitliğine inanan erkeklerle birlikte kararlı bir mücadeleyi sürdürmektir. Cumhuriyet Halk Partisi bu kararlı mücadelenin Türkiye siyasetindeki en önemli kalesidir.”

“KADIN ADAYLAR İÇİN TÜM ŞARTLARI ZORLADIK”

Siyasette 1980 darbesinden sonra 50 yıldır siyaset kalesinin başarı kapısını açamıyorduk. 43 yaş ortalamasına sahip gençlerle tecrübeleri bir araya getirdiğimiz Parti Meclisi’ni, iki ayda bir toplanan Parti Meclisi’ni iki ayda 13 kez seçimler özel gündemiyle topladık. İlk toplantılarda şunu konuştuk, ‘Bu kapı niye kapalı?’ Üzerinde üç koca kilit asılıydı. Bu kilitleri açmak için çok öteye gitmemek partiye, içine tarihe bakmak deyim yerindeyse şöyle söylemek gerekiyordu, ‘Bir bakalım arkadaşlar. Yüzyıl önce bunu başaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk anahtarları bir yere koymuştur.’ O anahtarlardan birincisi dogmaya değil, bilime inanmaktı. En üst teknolojiye ulaşmak, elde etmek, kullanmaktı. Bu ülke Osmanlının çöküşünü yüzyıllarca matbaaya erişmemekten, baskı aletlerini kullanmamaktan, donanmayı Haliç’te tutmaktan, modernizasyon yerine saçmalıklara saplanmaktan kaybetmişti. O yüzden bilime, bilimsel kriterlere, anketlere, odak grup çalışmalarına ve bunların sahadaki etkilerini ölçmeye büyük önem verdik. Bilim ilk anahtarı açtı. İkincisi hiç şüphesiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’i kimlere emanet ettiğinde gizliydi. Ben baktım emanet genel başkanlarda değildi. Pekala, ülkenin kurucusu partinin de kurucusuydu ve ‘Cumhuriyet’i ben kurdum. Onu benden sonraki genel başkanlara emanet ediyorum’ diyebilirdi. Dememiş. Askerdi, muzaffer bir başkomutandı. ‘Cumhuriyet’i ben kurdum, bunu şerefli Türk ordusuna, onun başkomutanına emanet ediyorum, genelkurmay başkanlarına emanet ediyorum’ diyebilirdi. Dememiş. Valilere bırakmamış, milletvekillerini, belediye başkanlarını düşünmemiş. Demiş ki ‘Cumhuriyet’i biz kurduk. Onu yükseltecek olan gençler sizlersiniz’ demişti. İşte ikinci kilidi de genç adaylarımız, dinamik adaylarımız açtı. Üçüncüsü zaten burada varoluş sebebimiz. Üçüncü kilidi kadınlara güvenmek, onlara inanmak, onları ‘Ya tecrübesi yok. Bu görevi yapamaz’ deyip çok daha tecrübesiz erkeklere ön açmak yerine şartlar eşitse hatta ankette seçilebilir. Dört adaydan dördüncüsü bile kadın olsa onlara adaylaştırarak kadını aday yapmak için tüm şartları zorlayarak kadın adayların olmadığı yerde belediye meclisine biraz önce anlattığım şekilde çok sayıda kadını hakettiği kadar rakamlarda olmasa da kotaları uyarınca kadını koyarak önemli işler yaptık. Baktık üçüncü kilidi de kadın adaylar açtı.”

“MUHAFAZAKAR KADIN SEÇMENLER CHP’YE OY VERDİLER”

“Şimdi Cumhuriyet’in ikinci yüzyılındayız. İlk yerel seçimleri başardık. Cumhuriyet Halk Partisi’nin aldığı 100 oydan 40’ı ilk kez CHP’ye oy veren seçmenler. Burada ilk kez oy kullanan seçmenleri kastetmiyoruz. Daha önce başka partilere oy vermiş bu seçimde yüzde 38’i, yüzde 40’ı hayatında ilk kez CHP’ye oy vermiş seçmenler. Bunların yüzde 60’ın üzerindekiler kadınlar. Bu kadınlar AK Parti’ye daha çok geçmişte yüzde 70’lerle oy veren ev hanımları, ev kadınları. Bunlar AK Parti’ye daha önce oy vermiş muhafazakar kadın seçmenler. Bunun kırılımlarına baktığınızda AK Parti’den iki seçmenden biri kaçıyor. Bu iki seçmenden erkek olanı Yeniden Refah Partisi’ni daha çok tercih ederken, kadın olanı CHP’nin kadın haklarına duyarlılığından, kadın adaylara bakışından, İstanbul Sözleşmesi’ndeki tutumundan, zor ve kıt günde CHP’nin örgütüyle kadınlara ve bu meseleye sahip çıkışından etkilenerek bir başka partiye değil CHP’ye oy verdiler. Bu yeni seçmen grubuyla kurulan bu gönül temasını, organik bir köprüye çevirmek, onları daha çok kapsamak, verdikleri oya pişman değil memnun etmek, onları örgütümüze katmak, onlar emek verebiliyorsa, onlarla birlikte çalışmak, vermiyorsa onları bulundukları yerde CHP temasını sürdürmek bu salonun bundan sonraki süreçte Genel Başkanları olarak kendilerinden talep edeceğim en asli görevleridir. Biz CHP olarak seküler olsun, dindar olsun, başı açık olsun, başını örtmeyi tarif etsin, güvencesiz, yoksul tüm kadınların güvencesiyiz. Biz AKP’nin aldığı yanlış kararlarla, eşinin, hayat arkadaşının ya da iş arkadaşının şiddeti karşısında o kadının yegane güvencesiyiz. Biz önyargılarla hakkını aramaya korkan kadınların adalete ulaşmasının, o mücadelesi sırasında madden ve manen desteklenmesinin en önemli güvencesiyiz.”

“AYAĞA KALKIN VE BU PARTİYİ İKTİDAR YAPIN”

“Yerel seçimlerde Türkiye ittifakı ile milletin karşısına çıktık. Türkiye ittifakı bir siyasi ittifak değildir. Aldığı güç analiz edildiğinde en çok da gençlerin ve kadınların ittifakıdır. Türkiye ittifakı, yoksul, emekçi, emekli kadınların yer buldukları, gönüllerini oraya ait hissettikleri ittifaktır. Şimdi karşımızda milletin oylarına hürmetsizlik edenler, oyunu alamadıkları seçmenleri cezalandırmak isteyenler var. Biz, bize her verilen oyun kıymetini bilmek, bize oy verenleri pişman etmek isteyenlere karşı oy verenlerin verdiği oydan memnuniyet duymasını sağlamak durumundayız. Bunun için en önemli görev, her birimize ama en çok da kadın kollarımıza düşmektedir. Ben kadın kollarımızın her bir üyesinin emeğine şahit, iyi niyetine kefilim. Bu salonda Türkiye’nin 81 ilinden, 973 ilçesinden seçilip gelmiş delegelerimiz var. Oturacaksınız, tartışacaksınız, konuşacaksınız, adaylarımız var ve dinleyeceksiniz. En sonunda en doğru kararı vereceksiniz. Bizim bu salondan beklentimiz. Uyum içinde çalışacağımız. Güç alacağımız, güç vereceğimiz bir kadın örgütlenmesini yeniden hayata geçirmenizdir. Bugüne kadar verdiğiniz her karar başımızın üzerinde oldu, bundan sonra da başımızın üzerinde olacaktır. Ben Genel Başkanınız olarak burada her birinizin temsil ettiği her bir kadın üyemizin, partiye üye olsun ve olmasın, CHP’ye umut bağlamış, oy vermiş, gönül vermiş bütün kadınların haklarının savunulmasında her birinizin iradesi kadar irade göstereceğime, bundan sonraki yürüyüşte sizlerle birlikte bu partiyi iktidara taşımak için, bunu gençler ve kadınların iktidarı yapmak için, çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yapılacak ilk seçimlerde ayağa kaldırmak için hepinizi davet ediyorum. Ayağa kalkın ve bu partiyi iktidar yapın. Bunu yapacak olan sizlersiniz. Size inanıyorum, güveniyorum. Bu salon beni değil, kendisini alkışlıyor. CHP Kadın Kolları, hepinizle gurur duyuyorum, hepinize güveniyorum, inanıyorum. Siz başaracaksınız, parti başaracak. Biz başaracağız, Türkiye kurtulacak. Hepinizi saygı ile selamlıyorum, sağ olun, var olun.”