Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel: “Emeklinin Ekonomisi Normalleşmeden Türkiye Normalleşemez”

Haber Tarihi: 26.05.2024

“ONLARIN HAYATI NORMALE DÖNMEZSE KİMSE RAHAT EDEMEZ”

“HAKKINIZI SÖKE SÖKE ALACAĞIM”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, iktidardan başta emekliler hakkı yenmiş tüm kesimlerin hesabını soracağını belirterek, emekli aylıklarının acil iyileştirmesi talebini yineledi. Özel, “Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var ama emeklinin ekonomisi normalleşmeden Türkiye normalleşemez. Emekli, Avrupa’daki emekliler gibi rahat etmeden, huzur bulmadan, artık torununa bakmak, çocuğunun kirasını ödemek bir yana, karnını doyuramayacak yere gelen emekli rahat etmezse, hayatı normale dönmezse kimse rahat edemez. Ben edemiyorum. Kimseyi rahat ettirmem söz veriyorum” dedi. Özel, “Bu sesi ya duyacaklar ya da söz verdiğim gibi durmayacağım. Susmayacağım. Sizin sesinizi mutlaka bütün Türkiye’ye duyuracağım. Hakkınızı söke söke alacağım” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Ankara Tandoğan Meydanı’nda gerçekleştirilen Büyük Emekli Mitingine katıldı. Özel, “Ömrünü bu ülkeye adayan, bu memleket için yıllarca alın teri döken kıymetli emekliler, bugünün gerçek ev sahipleri, hoş geldiniz. Emeklilikte adalet isteyenler, kademe bekleyenler hoş geldiniz. Staj ve çıraklık mağdurları hoş geldiniz. Emekli askerler, subaylar, astsubaylar, hepiniz hoş geldiniz. Bu ülkede insanca ve onurlu bir yaşam talep eden tüm emekliler, hepiniz Başkentimize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kentine hoş geldiniz” sözleri ile başladı.

“TÜRKİYE SORUNLARINIZI DUYDU”

“Bu yılın başındaydı. Açıklanan emekli maaşları yeni bir travmayı, yaklaşan felaketi gösteriyordu” diyen Özel, “19 Ocak günü, CHP’nin Genel Merkezinde, 600 kişilik salonda bin kişi beraberdik. Hep beraber konuştuk. Dertleştik. Sözleştik. O gün sizlere söz verdim. Dedim ki elime mikrofonu aldığım her konuşmada, bu büyük haksızlığı, adaletsizliği dile getireceğim. Koca seçim dönemi geçirdik. 105 meydanda kürsüye çıktım. Otobüsün üzerine çıktım. Mikrofonu elime aldım, sizlerin, emeklilerin derdini, sorunun dile getirdim. Biz o meydanlarda, sizlerle birlikte hep beraber Türkiye ittifakını kurduk. O meydanlarda ilk önce sizler azdınız. Sordum. Hanginiz buradasınız dedim. Önce azdı emekliler. Biz konuştuk, anlattık, biz çağırdık ve siz geldiniz. Kendi meselenize sahip çıktınız. Gün oldu bizim mitinglerimiz birer emekli mitingine dönüştü. Bütün Türkiye sizlerin sorunlarını duydu, konuştu. İşte bugün Ankara’da, bu büyük meydanda iğne atsan yere düşmüyorsa bunun sahibi sizlersiniz. Hoş geldiniz” ifadelerini kullandı. Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KOROSU”

“Bu meydan en kalabalık, en büyük, Türkiye’nin en büyük korosu. Emekliler korosu. Dinleyin bakın. Dünyanın en acıklı şarkısını nasıl söylüyorlar? Emekliler bir elini kaldırsın. Bakın. Kaç para maaş alıyorsunuz? Kaç? 10 bin lirayı duyuyor musunuz? İşte dünyanın en büyük korosunun söylediği en acıklı şarkıdır bu. Biz bundan önce elbette defalarca dile getirdik. Anlattık. Dedik ki emeklinin sorununu çözmezseniz, bundan sonra meydanlar bizimdir. Sokaklar bizimdir. Türkiye’nin dört bir yanından, yedi bölgesinden, 81 ilinden gelen emekliler. Burada mısınız? Bu sesi ya duyacaklar ya da söz verdiğim gibi durmayacağım. Susmayacağım. Sesinizi mutlaka bütün Türkiye’ye duyuracağım. Hakkınızı söke söke alacağım. Bu iktidar 2024 yılını emekli yılı ilan etmişti. Bu yıl 2024 yılında, 1 Ocak’ta verilecek maaşı, en düşük emekli maaşını 10 bin lira olarak belirlediler. Yurtdışına gidiyorum. Alman Başbakanı ile konuşuyorum. Türkiye’de emekli maaşı 270 Euro diyorum. Yanlış söyledim sanıyor. Düzeltiyor. 2 bin 700 olmasın diyor. İngilizce, Almanca, Fransızcaya tercümesi olmayan bir emekli maaşına sizleri mahkum edenlere yazıklar olsun. Emekli ikramiyelerine bakıyoruz. Ben emekli bir anne ve babanın evladıyım. Onlar bugün Manisa’da ekran başında. Değerli diğer annem ve babam. Eşimin annesi ve babası bu meydanda. Dört emeklinin evladıyız biz. O emekliler, eskiden emekli olduklarında ev alabiliyorlardı emekli ikramiyesiyle. Sonra ev alamıyorlardı, arabaya düştü. Şimdi yılların emeğine bir motosiklet parası emekli ikramiyesi verenlere yazıklar olsun.”

“YAZIKLAR OLSUN BU DÜZENE”

“Almanya’dan emekli Hans kalkıyor, geliyor. Manavgat’a tatil yapmaya. Ama Manavgatlı Hasan Amca, Manavgat’ta markete ve bakkala gitmeye korkuyor. Borcu var. Önünden geçmeye korkuyor. Utanıyor, çekiniyor. Hollanda’dan Ursula, emekli olmuş. Kalkıyor ve geliyor Trabzon’a. Maçka’ya gidiyor. Sümela Manastırına gidiyor. Geziyor. Trabzonlu Ulviye Teyze manava gidemiyor, pazara çıkamıyor. Sümeyye kardeşim gidip alışverişini yapıp, borcunu, hesabını veremeyeceği için filesinin üçte birini gittiği marketin kasasında bırakıyor. Böyle bir yaklaşıma, Hans’ın yaşadığı hayatı, Hasan’dan esirgeyenlere yazıklar olsun. Şimdi diyorlar ki efendim yaz aylarında toplam kapasitesi 65 bin olan öğrenci yurtlarını emekli misafirhanesi yapacaklarmış, yazlık yerlerde. Alay ediyorlar. Emekli açım diyor, bu yurda git tatil yap diyor. Emekli sokağa çıkamıyor, o Çeşme’deki yurda git, Antalya, Mersin’deki yurda git diyor. Tut ki tüm kapasite kullanıldı. Sadece 250 emekliden biri gidebilir. Ama hiçbiri gidemez. Çünkü emekliler yurtta kalma derdinde değil, kendi kirasını ödeme, karnını doyurma derdinde. Verdiğiniz para ile ev kirası verirsen aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın. Yazıklar olsun bu düzene. Değiştireceğiz bunu.”

“HESABIN BÜYÜĞÜNÜ İLK SANDIKTA SORACAKSINIZ”

“Türkiye’nin dört bir yanına geldim. Sizlere iki şeyden bahsettim. Birisi, bu iktidar geldiğindeki en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Doğru mu? Yani sizinle hiç uğraşmasa, size hiç ilişmese, bugün 17 bin liradan, toplam 1,5 asgari ücret, 26 bin lira emekli maaşı alacaktınız. 26 bin liradan, 10 bin liraya bu emekliyi düşürenlerden hesap soracağım. Efendim asgari ücret hesabı yapma, biz asgari ücreti artırdık diyor. Ne hesabı yapalım? Bu memlekette ne hesabı şaşmaz? Altın. Alın bir de altın hesabı yapalım. Bütün Türkiye görsün. Bu iktidar geldiği gün en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Şimdi 10 bin lira 2,5 çeyrek altın almıyor. Yani her emeklinin, her birinizin cebinden, çantasından her ay 5,5 çeyrek altını alıp, çalan, kaçan bir düzen var. Emekliyi bu hale getirenlerden 31 Mart’ta hesap sordunuz. Sesinizi duymazlarsa onlardan hesabın büyüğünü ilk sandıkta soracaksınız.”

“EMEKLİLİK ONLARIN DA ANALARININ AK SÜTÜ GİBİ HELALDİR”

“Burada emeklilerin dışında bir de emekli olamayanlar var. Staj, çıraklık mağdurları. Çocuk yaşında stajyer olarak gitmiş. Sigortası başlamış. Parası yatmış. Çıraklık okuluna gitmiş. Sigortasını devlet yatırmış. Ama şimdi gelince o günden başlatmayız deyip emekli edilmeyen staj ve çıraklık mağdurları. Emekliliği 1999’da işe başlayan, bir gün önce emekli olsa geçen sene emekli olacak olup, bir gün geç kaldı diye, bir hafta geç kaldı diye 17 sene geriye bırakılanlar var. Emeklilikte kademe bekleyenler var. Onların sesini duyuyoruz. Duyurmaya devam edeceğiz. SSK kökenliler, 7 bin 200 günde emekli olurken, 9 bin gün istenen Bağ-Kurluların. Aynı zamanda Bağ-Kurlu olduğu için Çukurova’da pamuk, Ege’de tütün, Karadeniz’de çay yapıp ama vaktiyle kuponunu kaybedenler, belgeleyemeyenler, mevcut belgesi kabul edilmeyenler var. Onların emeklilik analarının ak sütü gibi helaldir. Hepsini birden haykırmaya devam edeceğiz. Aramızda mavi bereleri ile kahramanca hepimiz için canlarını ortaya koyan emekli astsubaylar var. Onların şahsında, sözleşmeli erinden, en üst rütbesine kadar tüm silahlı kuvvetler personeline alkış alalım. Astsubaylar emekli olamıyor. Niye olamıyor? Çocuk okuyor, ev kira, emekli olunca maaş yarıya düşüyor. O yarıya düşen maaşla geçinemeyeceği için emekli olamıyor. Olduğunda, yaşı dolduğunda da sefalete sürükleniyor. Sadece astsubayların değil kadro ve emeklilik hakları bulunmayan uzman erbaşların, sözleşmeli er ve erbaşların, kadro ve istihdam haklarını, ayrıca emekli yüzbaşıların, emekli binbaşıların benzer sorunlarını, her kademede görev yapanların özlük haklarını ayrı ayrı savunuyoruz. Onlara vatanı minnet borçluyuz. Şehitleri, gazileri var. Bu sesi duyun.”

“EKONOMİ, ÖNCELİK BELİRLEME İŞİDİR”

“Ayrıca dün Milli Savunma Bakanı divan başkanıydı. OYAK Genel Kurulu yaptılar. Bütün personelden, astsubaydan, subaydan kesilen yüzde 10 ile biriktirilen OYAK. Bir yıl parayı işletmiş ve diyor ki nema yüzde 77. Resmen bizim için canını ortaya koyanların cebinden parasını çaldılar. Bakın 2023. Bu portföyü Koç Holdingin portföy yöneticileri yönetse yüzde 720. Sabancı Holding yüzde 285. Yüzde 230’dan aşağıya portföy getirisi yok. OYAK’ta enflasyon kadar. Sözde TÜİK enflasyonu kadar portföy yönettik diyorlar. Bunun adı haksızlık değil hırsızlıktır. Yazıklar olsun. Ekonomi, öncelik belirleme işidir. Siyaset öncelik belirleme işidir. Ekonomik tercihler sizin kimin adamı, kimin hükümeti, kimin yanında olduğunuzu gösterir. 16 milyon emekli, 32 milyon çalışan. 48 milyon kişiye ödenen para, tüm emeklilere ödenen para bütçede faize ödenenden çok daha az. Ayrıca emekliler sadece toplam aylıkları milli gelirin birkaç sene önce yüzde 7’sine denk gelirken, geçen sene 4 milyonun üzerinde eklenen EYT’ye rağmen milli gelirin yüzde 5’ine düştü payları.”

“HERKESİN AKLINA EMEKLİLER GELİYOR”

“Birileri emeklilikte yaşa takılanları, vallahi yapmam, kaybedeceğimi bilsem yapmam derken, seçimin gittiğini görünce emekli ettiler. Ama o emeklilerin maaşını mevcut emeklilere ödettiler. Onu bile ödemediler. 7’den 5’e düşürdüler. Her türlü ekonomik krizde, her türlü kemer sıkmada herkesin aklına emekliler geliyor. Herkesin aklına emekçiler geliyor. Herkesin aklına yoksullar ve garibanlar geliyor. Güya IMF ile çalışmıyorlar. IMF olsa emekliye zam verme diyecek, vermiyorlar. Öğretmeni atama diyecek atamıyorlar. Astsubayı duyma diyecek, duymuyorlar. Yoksullara kemer sıktır diyecek, kemeri yoksula sıktırıyorlar. Başımızda bir gulyabani var. IMF değil ama IMF’nin hayaleti aramızda dolaşıyor. Mehmet Şimşek, beni dinle. Bu gulyabanini al, saraya götür, emeklinin yakasından insin, birazcık zenginlerden alsın. Zenginlerden istesin. Saraya git. Seni istemiyoruz. Yoksulun sırtından düş. Onu saraya götürün. O biraz da zenginlerin penceresine gitsin. Biraz da zenginlerle uğraşsın. Bu garibanı, emekliyi bıraksın artık.”

VERGİDE ADALET TALEBİ

“Geçtiğimiz haftalarda emeklilerle, emekçilerle DİSK ile vergide adaleti gündeme getirmeye çalıştık. Bir kez daha söylüyorum. Türkiye’de 100 lira vergi toplanıyor, bunun 64 lirası sadece herkesin eşit ödediği dolaylı vergiler. Yani öğrencinin elektrik faturasında da fabrikatörün, yalı sahibinin elektrik faturasında da aynı vergi var. Emekli de aynı vergiyi veriyor. Alışveriş yaptığında multimilyoner de. Yüzde 64. Geriye kalanın 3’te 2’si, yani yüzde 25’i ücretlerden alınıyor. Yani emekçilerin, memurların, devlette ve özelde çalışanların maaşlarından kesiliyor. Ne yaptı? 89. Peki 100 liranın sadece 11 lirası, zenginlerin yandaş müteahhitlerin, büyük ihaleleri kapanların, dünyanın dört bir yanına ihracat ve ithalat yapanların kazandığı toplam paradan yüzde 11. Yüzde 89 emekli, emekçi ve çiftçiden, Bağ-Kurludan, herkesten alınan vergi. 100 liranın 90’ını zenginden 10’unu bizden toplayacaklarına, 100 liranın 90’ını bizden, 10’unu zenginlerden topluyorlar. İşte kaynak arayana, kaynak buradadır. Vergide adalet en temel talebimizdir. Vergide adalet getireceğiz.”

“15 MADDEYİ EL BİRLİĞİ İLE YAPACAĞIZ”

“Bir yandan CHP derdinizi dile getirmeye, görünür kılmaya, bu coşkulu meydanın sesini duyurmaya çalışırken, bir yandan çözüm önerilerini dile getiriyor. Şimdi Sayın Erdoğan’a, Sayın Bahçeli’ye, siyasi partilerin kıymetli liderlerine çağrıda bulunuyorum. 15 madde. 15’ini yapacağız, el birliği ile yapacağız. Bu meydanın yüzünü güldüreceğiz. 16 milyonun yüzünü güldüreceğiz. Var mısınız?

1- En düşük emekli aylığının hiçbir dönemde asgari ücretten az olamayacağını yasal düzenlemeye bağlayalım.

2- Prim güncelleme kat sayısı, aylık bağlama oranı, aylıkların alt sınırını hakkaniyetli ölçüde artıralım.

3- İntibak yasası çıkararak 2000 öncesi, 2000-2008 arası, 2008 sonrası ayrımlarını ortadan kaldıralım.

4- Emeklilerimize ciddi yük oluşturan ilaç katılım paylarını, fiyat farklarını, muayene ücretlerini mutlaka artık ortadan kaldıralım.

5- Emeklinin ortezlerinden, protezlerinde, ayağını kaybetmiş, bu vatan, millet için, evlatları için çalışırken ekmek parası kazanırken ama protezi var. Eskimiş. Takılması gerekiyor. Verdikleri para olması gerekenin 30’da, 20’de biri. Ortezde, protezde en iyisi emekliye hemen ödenmelidir. Aksini asla kabul etmiyoruz.

6- Emeklilere sendikal örgütlenme hakkı tanınmalı. Emekli sendikalarına yıldırma amaçlı kapatma davaları derhal geri çekilmelidir.

7- Emekli bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.

8- Kurumların özel sandıklarından emekli olanlar, banka gibi kuruluşlar, özel bankaların kendi sandıklarından emekli olanların bayram ikramiyeleri eşitlenmeli. İlaç katkı payları düşürülmeli. Onlara da promosyon ödemesi yapılmalıdır.

9- Emekliler için emekli kart çıkarılmalı. Elektrik, doğalgaz, su faturalarında yüzde 25 ile 40 arasında indirim yapılmalıdır.

10- Emeklikte kademe bekleyenlerin, staj ve çıraklık mağdurlarının, emekli askerlerin sorunları çözülmelidir.

11- 65 yaş üstü ulaşım sorunu asla bir daha, hiçbir emeklimizi rencide etmeyecek şekilde, şoför esnafını da düşünerek, onları karşı karşıya bırakmadan, kanun yoluyla, devlet eliyle, şoförün değil devletin cebinden çözülmelidir.

12- Çalışmak zorunda kalan emeklilerden SGK destek primi kesilme uygulaması bitirilmeli.

13- Emeklilerin kredi ve kredi kartı borçları bir sefere mahsus bütün faizleri silinerek, beş yıla bölünmeli. Bu kamburdan emekliler kurtarılmalıdır.

14- Vergide adalet mutlaka sağlanmalı. Herkesten kazancı ölçüsünde vergi almalı. Dolaylı vergiler kademeli olarak sıfırlanmalıdır.

15- Buradan hem hükümete hem de muhalefete çağrımızdır. Gelin bu sorunları hep birlikte çözelim. Bu adımları atalım.”

“EMEKLİLERE SÖZ VERİYORUM”

“Emekliler, elinizi kaldırın. Bu eli tutun. Bu eli havada bırakmayın. Emeklimizin elini havada bırakmayın. Biz size el uzatıyoruz. Bu eli havada bırakmayın. CHP olarak geçen seçimlerde emeklilerden en çok oy alan parti olduk. Bunun çok önemli katkısıyla Türkiye’nin birinci partisi olduk. Emeklilere söz veriyorum. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde CHP’yi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini birinci parti ve iktidar yapacağız. Türkiye ittifakıyla biz bu seçimleri kazanacağız. Türkiye ittifakının içindeki sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, muhafazakar demokratlar, Kürt demokratlar, Türkiye’nin bütün demokratları önce hükümeti alacağız, sonra size hakkınızı vereceğiz. Buradan ilk seçim vaadimizi açıklıyorum. İlk 100 gün içinde yasal düzenlemeler derhal tamamlanıp en düşük emekli maaşı önce asgari ücrete, iki yıl sonra bırakıldığı yere, 1,5 asgari ücrete çıkarılacaktır. Söz veriyoruz. Buradan Türkiye siyasetindeki herkese söylüyorum. Efendim normalleşme, evet Türkiye’nin ihtiyacı var ama emeklinin ekonomisi normalleşmeden Türkiye normalleşemez. Emekli, Avrupa’daki emekliler gibi rahat etmeden, huzur bulmadan, artık torununa bakmak, çocuğunun kirasını ödemek bir yana, karnını doyuramayacak yere gelen emekli eğer rahat etmezse, onun hayatı normale dönmezse kimse rahat edemez. Ben edemiyorum. Kimseyi de rahat ettirmem söz veriyorum.”

“YAKINDA TÜM DERTLERDEN KURTULACAĞIZ”

“Buradan hepinize bir kez daha seslenmek istiyorum. Eğer nereye çağrılırsanız bugün olduğu gibi koşar gelirseniz, bugün olduğu gibi meydanları doldurursanız, bugün olduğu gibi kendinize, ülkenize sahip çıkarsanız bu ülkede kimin canı yanıyorsa onun yanında durursanız emin olun hep birlikte çok yakında tüm dertlerden kurtulacağız. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin emekliler için yapılmış en büyük mitingine gelen, bu meydanı dolduran, hakkını arayan herkese helal olsun, selam olsun. Memleketlerinize gittiğinizde tüm emeklilere bu evladınızdan selam götürün. Onlara deyin ki Ankara’da bir evladımız var. O, biz rahat etmeden rahat etmeyecek. Biz mutlu olmadan o durmayacak. Biz hakkımızı almadan o mücadeleyi bırakmayacak. Onlara deyin ki biz de bu kardeşimizin bu evladımızın onun partisinin yanından ayrılmayalım. Destek verelim. Destek görelim. Güç verelim, güç alalım. Hep birlikte hakkımızı alalım. Hepinizi çok seviyorum. Bu ülkeyi çok seviyorum. Sizler birbirinizi sevin. Onlara sarılın. Siyasi parti görüş ayrımı olmadan hep beraber yıllarca döktüğünüz alın terinin, göz nurunun karşılığını kimselere bırakmayalım. Bundan sonra hakkımızı alana kadar mücadeleye söz mü? Hep beraber miyiz? Hakkımızı alacak mıyız? Ben size güveniyor, inanıyorum. Hep beraber başaracağımız güne kadar yolumuz açık olsun. Hep beraber sağlık, mutluluk diliyorum. Hepinizi çok seviyorum. Sağ olun, var olun.”