AKP, HALKIN HABER ALMA HAKKINI YOK ETTİ

CHP Milletvekili Utku Çakırözer ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle basın özgürlüğü raporunu kamuoyu ile paylaştı.

Haber Tarihi: 10.01.2022

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 2021 Basın Özgürlüğü Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. Rapora göre, geçtiğimiz yıl gazetecilerin yazıları, yorumları, paylaşımları nedeniyle en az 475 kez hakim karşısına çıktığı, 36 gazeteciye 80 yıl hapis cezası verildi açıklandı. “Basın kuruluşları ve gazetecilere yönelik fiziksel saldırı ve baskı da arttı” denilen raporda, en az 31 gazeteci haber takibi sırasında gözaltına alındığı ve 105 gazeteci ise fiziksel şiddet, engelleme ve tehditle karşı karşıya kaldığı belirtildi.

HABERLERE ERİŞİM ENGELİ

Raporda haberlere gelen erişim engellerine de değinilerek, “Sezgin Baran Korkmaz ve Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ile ilgili tweetlerin yanı sıra İYİ Parti ve CHP’li milletvekillerinin sosyal medya paylaşımları ile haberlerinin de aralarında bulunduğu en az 163 farklı içeriğin bulunduğu yüzlerce haber ve sosyal medya paylaşımı erişime engellendi. Yılın son aylarında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP tarafından yönetildiği dönemden kalan borçları nedeniyle belediyenin hesaplarına haciz işlemi uygulatan inşaat şirketiyle ilgili 120 habere erişim engelli getirildi” denildi.

“HALKIN HABER ALMA HAKKINI YOK ETTİ”

Çakırözer rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Gazetecilerin nefesi kesildi. Görevini yapan gazeteciler ölümle tehdit edildi. 2021’de erişim engellemeleri yolsuzluk, istismar, kadın cinayetleri, rüşvet gibi birçok gerçeğin üstünün örtülmesi için kullanılırken; gazetecilerin cezaevine girmesi, haber yapmasının engellenmesi kadar haberlere getirilen erişim engelleri de basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkını yok etti” diye gazetecilere yönelik baskının halkın haber alma hakkını da ilgilendirdiğini açıkladı.

Rapordan satır başları şöyle:

“BASINI ENGELLEMEK İÇİN GENELGE”

"Protestolarda ses ve görüntü kaydını almasını engellemek amacıyla Nisan ayında çıkarılan Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi, Danıştay tarafından yürürlüğünün durdurulduğu aralık ayına kadar basın özgürlüğünü ve halkın haber alma hakkını kısıtlamak için sonuna kadar kullanıldı.

1 Mayıs eylemlerini, basın toplantılarını, kadına şiddet protestolarını, onur yürüyüşünü, Boğaziçi Üniversitesi’nde atanan rektöre yönelik protestoları izlemek isteyen gazeteciler genelge gerekçe gösterilerek engellendi. İstanbul’daki Onur Yürüyüşü’nü takip eden AFP foto-muhabiri Bülent Kılıç boğazına basılarak, ters kelepçe ile gözaltına alındı.

“ANITKABİR’E GİRİŞ DE SOKAK RÖPORTAJI DA YASAK”

FOX, Halk TV ve Reuters muhabirlerine yangın bölgesinde akreditasyon engeli getirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Marmaris ziyaretini takip eden BirGün gazetesi muhabiri Sarya Toprak’ın, köylüler ile kamuya açık olarak yapılan görüşmeleri kayıt altına alması engellendi. FOX muhabiri Barış Kaya, AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in basın toplantısına alınmadı. Cumhuriyet, FOX TV ve Anka Haber Ajansı muhabir ve kameramanlarının Anıtkabir’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen töreni takip etmesi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından akreditasyon gerekçesiyle engellendi.

Ankara’da sokak röportajı yapmak isteyen gazeteciler Büşra Taşkıran ve Öznur Değer polis tarafından engellendi. Yine sokak röportajı yapan 3 ‘youtuber’, ‘Kendine Muhabir’ hesabının sahibi Hasan Köksoy, ‘İlave TV’nin sahibi Arif Kocabıyık ve ‘Sade Vatandaş’ın sahibi Mehmet Koyuncu, gözaltına alındı ardından ev hapsi ile cezalandırıldı.

“EKONOMİK KRİZİ ANLATMAK SUÇ OLDU”

Gazeteciler tazminat davaları ile sindirilmek susturulmak istendi. Demirören Grubu’nun Doğan Grubunu satın alırken Ziraat Bankası’ndan çektiği kredileri haberleştiren gazete ve gazetecilere tazminat davaları açıldı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında gazeteciler Şeref Oğuz, Alican Uludağ, Emin Çapa, Mustafa Sönmez’in de bulunduğu 26 kişi hakkında soruşturma başlattı.

“TAHAMMÜLSÜZLÜK AYM KARARI BİLE DİNLEMİYOR”

AKP iktidarı önceki yıllarda olduğu gibi 2021’de de gerçeklerin ortaya çıkması ve halkın haber alma hakkı için çaba gösteren basın yayın kuruluşlarına resmi kurumlar eliyle ve dolaylı yollardan baskı altında tuttu. İktidarın kanal yönetimine yaptığı baskı sonucu yayın hayatına son vermek zorunda kalan Olay TV’de çalışan 180 medya emekçisi işsiz kaldı.

Basın İlan Kurumu (BİK) yerel ve ulusal gazetelere yüzlerce gün resmi ilan kesme cezası verdi. BİK yargı kararına rağmen, Saygı Öztürk’ün 2 köşe yazısı için, gazeteye resmi ilan kesme cezası verdi. Cumhuriyet Gazetesi’ne 74 günü 2021’de olmak üzere, 2 yılda 129 gün ilan kesme cezası verildi. BirGün’e sadece Eylül ayında tam 22 gün ilan kesme cezası uygulandı. 2019 yılından bu yana 835 gündür ilan alamayan Evrensel Gaztesi’ne toplamda 103 gün ilan kesme cezası verildi. AYM, Basın İlan Kurumu’nun Korkusuz Gazetesi’ne verdiği ‘ilan kesme’ cezasını 'İfade ve basın özgürlüğü ihlali' olarak değerlendirerek Anayasaya aykırı buldu. Bu karara rağmen, aynı ay içinde gazetelere ceza yağdırmaya devam eden BİK, Birgün Gazetesi’ne 2, Evrensel Gazetesi’ne 5 gün ilan kesme cezası verdi.

“TV YORUMLARINA PARA CEZALARI YAĞDI” 

2021 yılında da RTÜK televizyon kanallarına ceza yağdırdı. RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın hazırladığı rapora göre, Halk TV’ye 23, TELE 1’e 21, FOX TV’ye 15, KRT’ye 8, Habertürk’e 4 olmak üzere iktidarı eleştiren kanallara 21 milyon 500 bin lirayı tutan toplamda 71 ceza verdi. İktidar yanlısı kanallar ise, 100 bin şikayete rağmen hiç ceza almadı. RTÜK Halk TV'de yayımlanan bir programda söylenen ‘Cemo’ türküsünü “terör örgütü propagandası” sayarak Halk TV’ye 3 kez program durdurma cezası ve idari para cezası verdi.

“TASARRUF GENELGESİ GAZETELERİ VURDU”

Temmuz ayında Cumhurbaşkanı imzasıyla yayınlanan kamuda tasarruf tedbirleri genelgesi kapsamında kamu kurumlarına gazete alımının yasaklanması gazetelerin satış ve ilan gelirlerini olumsuz etkiledi. Genelge ile, kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç günlük gazete alımı ve ilan vermesi yasaklandı.”

Döviz kuru artışından basın kurumlarının da etkilendiği ve 5 televizyon yaklaşık 900 gazetenin kapandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

“Kurdaki artış nedeniyle aralık ayında en az 5 televizyon kanalı süresiz ya da geçici olarak yayınlarını durdurmak zorunda kaldı. Gazete kağıdı Türkiye’de üretilmediği için dövizdeki tırmanış ulusalda ve Anadolu’da gazeteleri kapanma noktasına getirdi. Kağıt ve baskı maliyetlerini karşılayamayan gazeteler sayfa sayılarını azaltırken, Anadolu’nun bir çok yerinde gazeteler hafta sonu çıkmama ve yayın günlerini azaltma kararı aldı. 1800 olan gazete sayısı son beş yılda 900’e düştü. Bu durum işsiz gazeteci sayısını da arttırdı.”

AKP DÖNEMİNDE İVME KAZANDI

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde paylaştığı raporda ise gazetecilerin iş güvencesi, tazminat hakkının yok edildiğine dikkat çekildi. Raporda, "12 Eylül döneminde başlayan basını sermayenin kontrolüne alma çabaları AKP döneminde ivme kazandı, etik değerler yokedildi. “Muhalif olmasına gerek yok, gerçeği yazıyorsa, biat etmemişse, bizden değilse teröristtir” yaklaşımı hâkim kılındı" ifadelerine yer verildi. Raporda, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın verilerine yer verilerek şunlar kaydedildi:

"En az 130 davada 250 gazeteci haberleri nedeniyle yargılandı.

En az 50 gazeteci gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı.

RTÜK, 71 kararla televizyonlara 21 milyon 500 bin lira idari para cezası verdi (23’ü Halk TV, 21’i TELE 1, 15’i Fox TV, 8’i KRT, 4’ü Habertürk)…

Basın İlan Kurumu; Cumhuriyet, Evrensel, BirGün ve Sözcü başta olmak üzere gazetelere 115 gün ilan kesme cezası uyguladı."

153'ÜNCÜ SIRADA

Raporda, Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün “2021 Dünya Basın Özgürlüğü” endeksinde 180 ülke arasında 153. sırada olduğu vurgulandı. 

"AKP hükümeti döneminde yeniden gündeme gelen gazeteci düşmanlığı ve gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar AKP Hükümetinin tutumu nedeniyle yaşanmaktadır" denilen raporda şu maddeler yer aldı:

Bursa Uludağ Gazetesi Yazarı Ferruh Varanoğlu (58), 17 Şubat Günü işyerinin önünde park ettiği aracından inerken kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Saldırganın 6 el ateş ettiği Varanoğlu, sağ ayağından vuruldu.

KRT TV’de “Kent ve Yaşam” programını hazırlayan Osman Güdü, 4 Şubat Günü İstanbul Kartal’da kimliği belirsiz bir kişinin saldırısına uğradı. Başına aldığı darbeler sonucu yaralanan Osman Güdü hastaneye kaldırıldı.

Gazeteci Levent Gültekin, 8 Mart Günü bir programa katılmak için gittiği Halk TV’nin İstanbul Bakırköy’deki merkezi önünde yaklaşık 25 kişinin saldırısına uğradı. Levent Gültekin “Geçen haftaki konuşmamın ardından sosyal medyadan ciddi tehditler aldım, Bakırköy meydanında kanala doğru yürüdüğümde iki kişiyle göz göze geldim. Bunlar beni takip etmeye başladılar, bir süre sonra da saldırdılar” dedi. Olay nedeniyle 23 Mart günü gözaltına alınan Ö.D. ve M.E.K. tutuklandı, M.A.D. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Diyarbakır’da Türkçe ve Kürtçe yayın yapan Amed Radyo TV’nin vericilerine 22 Mart Günü silahlı saldırı düzenlendi. Saldırı nedeniyle radyo 8 saat yayın yapamadı.

Gazeteci Sultan Eylem Keleş, 1 Mayıs Günü Taksim’e çıkmak isteyenlere polis müdahalesini görüntülerken Emniyet Genel Müdürlüğü’nün gazetecilerin görüntü almasına ilişkin genelgesi gerekçe gösterilerek alandan uzaklaştırıldı. Ankara’da ise eylemcilere müdahaleyi izleyen Yol TV Muhabiri Özge Uyanık’ın telefonunu yere atan polisler görüntüleri de silmeye çalıştı.

İsrail'in Filistin'e saldırılarını protesto amacıyla İstanbul’da 27 Mayıs günü düzenlenen eylemin ardından bir öğrenciyi taşıdığı pankartı gerekçe göstererek gözaltına alan polis, haber takibi yapan gazeteciler Derya Saadet ve Fatoş Erdoğan’ı engelledi. Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesini gerekçe gösteren polis, gazetecileri alandan uzaklaştırmaya çalıştı.

DHA Muhabiri Ahmet Atmaca, 10 Haziran günü Gaziantep’te haber takibi için bulunduğu Adli Tıp Kurumu binasında bir grubun saldırısına uğradı.

Yeniçağ Gazetesi Samsun Muhabiri İbrahim Akkuş, Samsun’un 19 Mayıs İlçesinde yapılan devlet hastanesindeki eksiklerle ilgili haberi nedeniyle 22 Haziran Günü saldırıya uğradı. Akkuş’a inşat firması çalışanlarının saldırdığı öğrenildi.

Gazeteci Erk Acarer 7 Temmuz Günü Almanya Berlin’deki evinde saldırıya uğradı. Yüzünden ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Acarer, “Oturduğum binanın müşterek avlusunda silahlı üç kişinin saldırısına uğradım. Saldırganlardan biri ‘Yazmayacaksın ulan’ diye bağırıyordu. Olay sırasında tanıklar çok fazla arttığı için silah kullanamadılar” dedi.

Kırım Haber Ajansı (QHA) Türkçe Yayın Yönetmeni Aydın Taş, 9 Ağustos günü Ankara’daki ofisinde ölü bulundu. Resmi açıklamada Aydın Taş’ın intihar ettiği iddia edildi.

Marmaris’te Çevre ve Şehircilik Bakanını izleyen BirGün Muhabiri Sarya Toprak’ın çekim yapması önce polis, ardından da Bakan tarafından engellendi. Toprak, polis tarafından zorla alandan çıkartıldı.

Gazeteci Murat Ağırel, Emrah Çelik adlı kişi tarafından sosyal medya üzerinden tehdit edildi.

İstanbul Beylikdüzü İlçesinde Zümra Nur Şenyurt (3) adlı çocuğun ölümüne ilişkin gelişmeleri izleyen DHA çalışanları Ahmet Yeşilmen, Kubilay Özev ve İHA muhabiri Erdal Can İçelli, bekçilerin fiziksel şiddetine maruz kaldı.

Gazeteci Celal Eren Çelik, 2 Eylül Günü Ankara’da kimliği belirsiz kişilerin saldırısına uğradı.

FOX Haber Muhabiri Barış Kaya, 2 Eylül Günü AKP Sözcüsünün basın toplantısı için gittiği AKP Genel Merkezie alınmadı.

Birol Yıldırım’ın İstanbul Esenyurt Polis Merkezi’nde ölümü nedeniyle açılan davayı (20 Eylül) izleyen gazeteci Canan Coşkun, bir polis tarafından “İnşallah sizin de başınıza gelir” denilerek tehdit edildi.

Batman Jiyan Haber gazetesinin sahibi İdris Yayla’nın kimliği belirsiz kişilerce telefonla tehdit edildi, evinin önünde de silahla havaya ateş açıldı. İdris Yayla şunları söyledi:

“3 Eylül’de saat 01.45’te Yunanistan telefon koduyla arandım. Önce mesaj attılar. Daha sonra Whatsapp üzerinden aradılar. Aradıklarında ‘eleştiriniz nedir?’ diye sordum. Ama kendilerini hakaret ve tehdit için hazırlamışlardı. Haberlere son vermemizi istediler. Sonrasında tehdit yağdırmaya başladılar. ‘Kulaklarını kesip seni öldüreceğiz. Leşini de sokağa atacağız. Gazeteyi kapat, sıradan bir iş yap, otur oturduğun yerde’ diye tehdit ettiler. Yapılan tehdidin ardından aynı gece evimin önünde 5 el silah sesi duyulması üzerine balkona çıktım. Balkona çıktığımda kimseyi görmedim. Sabah komşularım iki kişinin evimin önünde havaya ateş açtığını ve siyah bir araca binip kaçtığını söylediler.”

5 Ekim Günü Şırnak’ta asker ve korucuların ağaç kesimini görüntülemek isteyen Mezopotamya Ajansı Muhabiri Zeynep Durgut, ağaçları taşıyan TIR şoförlerinin saldırısına uğradı, çektiği fotoğrafları silmesi için tehdit edildi.