Gezi, tek adama karşı milyonların itirazıdır: Saray mı halk mı ?

Haber Tarihi: 05.02.2025

Rejimin en büyük korkusu halkın itirazının sokaklara taşabileceği gerçeği. Tek adama itiraz eden herkese de Gezi, ‘illegal hareket’ olarak gösterilmeye çalışılıyor. Ancak Gezi milyonların ortak duygusuyla hareket ettiği kırmızıçizgimizdir. Yaşananlara bakınca bir kez daha anlıyoruz ki çok korkmuşlar ve hâlâ korkuyorlar.

Haziran İsyanı ya da Gezi, adına ne derseniz deyin bir duygu etrafında milyonların buluşmasından başka bir şey değildi. Ülkeyi siyasal İslamcı bir kalıba sokmak isteyen, bunu da tek bir adamın etrafında inşa etmeye kararlı bir anlayışa karşı milyonların itirazıydı. Saltanata geri dönmemek için cumhuriyetçilerin barikatıydı.

Ne garip tesadüf ki ilk haziran isyanı Anadolu topraklarının çok uzağında ama yine monarşiye karşı cumhuriyetçilerin kalkışmasına isim olmuştur. Paris’te 1832 Haziran’ında iki gün (5-6 Haziran) tarihin yönünü bir kez daha değiştirmişti. AKP iktidarının 11’inci yılında, 31 Mayıs 2013 tarihinde Gezi Parkı’nın Topçu Kışlası adıyla AVM’ye dönüştürülme girişimiyle başlamıştı her şey. Sonra ülke geneline yayıldı. Yok sayılan gençler, kadınlar çıktı önce. Sonra işçiler, köylüler, emekliler destek verdi. Ülkenin 80 iline aynı anda bahar geldi.

BİZİM İÇİN ONURDUR

İktidar ve yandaşları tarafından “illegal hareket, darbe girişimi” gibi sıfatlarla anılmaya çalışılan Gezi direnişi, sonuçları on yıllar sonrasını dahi etkileyecek büyük bir öğretidir de aynı zamanda. Bu gerçeği Gezi’de sokağa çıkanlar, onun parçası olanlardan çok iktidar fark etmiş gibi. O yüzden ne ağzından düşürüyor ne hesaplaşması bitiyor. Gezi ile yatıp Gezi ile kalkıyorlar. Çünkü:

•Gezi, tüm Ortadoğu’da ABD destekli siyasal İslamcı bir düzen yaratılmasına, Türkiye’nin bunun parçası haline getirilmesine karşı, Anadolu’dan yükselen laik bir itiraz oldu. Siyasal İslam bugün çok idrak edilmemiş olsa da ideolojik olarak Gezi’de yenildi. O yüzden rejim başka bir şeye dönüşmek durumunda kaldı.

•Ülkenin yağmalanmasına, beşli çetenin tapulu malına dönüştürme girişimine karşı olağanüstü bir direnişti. Onun ortaya çıkardığı enerji başta İstanbul olmak üzere ülkenin her yerinde ne kanallar, ne madenler, ne orman katliamlarını durdurdu.

•Parlamentonun işlevsizleştiği, tüm kararların tek adam ve şürekâsı tarafından alındığı, giderek saltanata dönüşecek bir rejime karşı demokratik bir cumhuriyet talebiydi. Park formları, meclislerle halkın geleceğine direkt müdahale edebileceği kanalları yaratma çabasıydı.

•Kahkahasından rahatsızlık duyulan, “kadın mıdır kız mıdır bilmem” diyerek aşağılananların isyanı oldu aynı zamanda. Gezi her şeyden önce kadınların başkaldırısıdır.

•AKP’nin ortaya koyduğu ve inşa etmeye kalktığı Türkiye projesinin antitezidir. Birlikte yaşamayı hedefleyen, laik, demokratik, adaletli ve çoğulcu bir Türkiye fotoğrafıdır.

GEZİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR!

Bugün iktidar tarafından suç gibi gösterilmeye çalışılan gezi direnişinin hayat bulduğu 2013 yazında resmi rakamlara göre 5 milyon gayri resmi rakamlara göre ise 10 milyon insanın yolu birbirleriyle kesişti. Her inançtan, her yaştan, neredeyse AKP dışında (MHP’liler de vardı) her partiden yurttaş vardı. Bırakın Türkiye’yi dünyanın gördüğü en özel halk itirazlarından biri olarak tarihteki yerini çoktan aldı. Ondan suç, katılanlardan suçlu üretmek mümkün değil.

Cumhur İttifakı zorda. Halkın hoşnutsuzluğunun farkında, bu itirazını da eylemle sokakta göstermesinden ödü kopuyor. O yüzden anayasal hak olan sokağı yasaklamaya çalışıyor. Korkuyu artırmak, yaygınlaştırmak için 12 yıl öncesinin televizyon kayıtlarını, gazete manşetlerini karıştırıyor. Eski defterleri açıyor.

Cumhur İttifakı zorda. Kendi tabanını, çelik çekirdeğini bile muhafaza edemiyor. Acil bir düşmana ihtiyacı var. Gezi’yi bunun için fırsata dönüştürmeye çalışıyor. Oysa Gezi direnişi, halkın gönlünde bugünkü iktidardan çok daha meşru bir noktada duruyor.

Cumhur İttifakı zorda. İktidarda kalmak için gri hatta karanlık bir Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor. Neşe ve hareket onun en büyük korkusu. Güzel olanı anılardan bile silmeye çalışıyor. Çünkü neşeli bir toplum ceberut siyasal İslamcı bir düzenin en büyük korkusu. İktidar blokunun Gezi’ye düşman olmak için çok nedeni var. Ama milyonların da sahip çıkmak için bir o kadar nedeni var. Gezi çoktan Türkiye’de yaşayan büyük çoğunluğun kırmızı çizgisi oldu. Ona sahip çıkmaktan bir adım bile geri atmayacak milyonlar var. Şu kadarını söylemek gerekiyor ki onlar tek biz milyonlarız.  Gezi’nin en güzel sokak yazılarından biri ilk kez Ankara’da ortaya çıkan “korkma la biziz, halk” sloganı olmuştu.

Ama bugün açılan soruşturmalara, gözaltılara, tutuklamalara bakınca anlıyoruz ki çok korkmuşlar ve çok korkuyorlar.








YAŞAR AYDIN İsimli Yazarın Diğer Yazıları