Aç kalın ki enflasyon düşsün

Okunma Sayısı: 1689    |    Yazı Tarihi: 28.07.2023


Göreve geldiğinden beri kameralar önüne hemen hiç çıkmayan Merkez Bankasının yeni Başkanı H. Gaye Erkan’ın dün yaptığı enflasyon raporu sunumu merakla bekleniyordu. Sunum sonrası sosyal medyada yazılanlara bakınca yeni başkanın genellikle olumu bir izlenim bıraktığı anlaşılıyor. Ama güzellemeleri bir kenara bırakınca ortaya çıkan resmin geniş halk kesimleri açısından pek de iyi olmadığını söyleyebiliriz.

Ülkenin en büyük sorunu olan ve hepimizi derin yoksulluğa sürükleyen enflasyona ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Başkan, mealen “yüksek enflasyon ile uzun bir süre daha yaşamaya alışın” anlamına gelecek tahminlerini paylaştı. Bir önceki raporda 2023 sonu için öngörülen yüzde 22,3’lük enflasyonu bu sunumda yüzde 58’e çıkardıklarını gördük. Bu “güncellemeye” gerekçe olarak da tahmin “yaklaşımını” değiştirdiklerini söylüyorlar. Daha önce “ara hedef” dikkate alınarak yapılan tahmin artık “teknik” olarak yapılıyormuş. Bir önceki enflasyon raporu 4 Mayısta, yani seçimlerden hemen önce açıklanmıştı. Acaba “ara hedef” rapor yayınlandıktan 10 gün sonra yapılan seçimler mi diye insan merak ediyor.

***

Mevcut göstergelere göre hala iyimser olan bu “teknik” tahmin bir öncekine göre daha makul sayılabilir. Fakat orada kalmasını beklemeyin. MB, 2024’ün ilk iki çeyreğinde yüzde 70’ler civarında seyreden verilerle karşılaşacağımızı da söylüyor. Diğer bir ifade ile bizim tahmin ettiğimizi MB de kabullenmiş gibi görünüyor. Ya da şöyle söyleyebiliriz: enflasyon bir yere gidiyor ise gittiği yer bugün olduğundan çok daha yukarıda.

Başka yazılarda MB’nin hangi aracı nasıl kullanacağı vb konularda değerlendirmeler okursunuz. Ben size mevcut uygulamaların kurgusunun sizi yoksullaştırmaya devam etmek olduğunu anlatayım.

Biliyorsunuz emekli aylıklarına çok sınırlı bir artış yapılmıştı. En düşük aylık olarak ifade edilenler, kök aylıkları düşük olduğu için bir artış alamamıştı. Yaklaşık 9 milyon emekli bu grupta yer alıyor. Diğerlerine ise en fazla yüzde 25’e varan bir artış yapılmıştı. Yılın ilk altı ayında ortaya çıkan resmi veriye göre birikimli enflasyon oranı yüzde 19,77 idi. Demek ki emekliler enflasyonun üzerinde 5 puanlık bir artış aldılar. Temmuz ayı enflasyonunun yüzde 13-15 bandında çıkacağını düşünürsek, zaten alınan artıştan daha fazla bir satın alma kaybı temmuz ayında yaşanmış olacak. MB yılsonu tahmininden hareketle yılın ikinci altı aylık döneminde birikimli enflasyonun yüzde 32 olacağını hesaplayabiliriz. Bu ne demektir? Yapılan ücret artışlarından çok daha hızlı bir satın alma gücü kaybına maruz kalacak ve ellinize geçen aylıklarınızın hiçbir şeye yetmediğini göreceksiniz. Diğer bir ifade ile hızla yoksullaşacaksınız.

Zaten şimdiye kadar yaptıkları uygulamalardan anladığımız enflasyon ile mücadele programının özünü sizin yoksullaşmanız oluşturuyor. Çünkü sunumda ve raporda vurgulanan “iç talep koşulları” ile kastettikleri şey bu: eğer insanların talebini kısarlarsa enflasyon da zaman içerisinde “kademeli olarak” düşermiş. Dedikleri şu: sizin alacak paranız olmaz ise fiyatlar da artmaz.

***

Peki, sizin talebinizi kısmak için ne yapıyorlar? Önce ücretlerinizin reel olarak düşmesini sağlıyorlar. Sonra, olur da borçlanarak ihtiyaçlarınızı karşılamaya çalışırsınız diye bu yolu da tıkamak için kredi kartından nakit çekme ve kredili mevduat hesaplarının faizlerini artırdılar. Bu kredi türlerinin faiz oranı vergiler ve fonlar dâhil aylık yüzde 3,76’a yükseltildi. Bunu yıllık bileşik faize çevirirsek yüzde 55,72’e denk gelir. O da şimdilik. Önümüzdeki aylarda “kademeli” olarak yapacakları faiz artışlarını da dikkate alırsak ne kadar büyük bir faiz maliyetinin omuzlarınıza yükleneceğini tahmin edebilirsiniz.  Elbette vergi artışlarını unutmadım. İğneden ipliğe KDV’nin yüzde 20’ye çıkarıldığı, ek vergileri geldiğini de biliyorum.

Yaptıkları bize gösteriyor ki siz aç kalırsanız enflasyon da sorun olmaktan çıkarmış.


YALÇIN KARATEPE İsimli Yazarın Diğer Yazıları