Darbe püskürtüldü, CHP Kongresi bitti, halk çekilmedi: Şimdi ne olacak?

Haber Tarihi: 13.04.2025

Tek adam rejiminin CHP üzerinden muhalefeti dizayn etme girişimi şimdilik başarıya ulaşamadı. Bu başarısızlığın önümüzdeki dönem için çözüm süreci dâhil birçok başlığa etki edeceği açık. Erdoğan, “Hesabı baştan mı yapayım, yoksa kaldığım yerden mi ilerleyeyim?’’ sorusunun yanıtını ararken elinin 19 Mart’a göre çok daha fazla zayıfladığını da akıllardan çıkarmamak gerekiyor.

Tek adam rejimi 1 Ekim 2024 tarihinden bu yana gözle görünür olmaya başlayan ve muhalefetin dağıtılmasını merkeze koyan bir siyaset izledi. Toplumsal rıza üretemeyeceğinin, normal koşullarda gidilen seçimi kazanamayacağının farkına vardığı ilk andan beri iktidar bloku bunu hedeflemeye başladı. Kendisini anlatmayı bıraktı, muhalefetle uğraştı.

İçeride ya da dışarıda yaşanan her gelişmenin mutlaka bir sonucunun da muhalefeti dağıtacak etkisinin olmasına dikkat etti. DEM’in belediyelerine kayyum atamaktan, Öcalan açılımına, İBB’ye ve İmamoğlu’na operasyon düzenlemeye kadar her başlığı bunun içinde değerlendirebiliriz.

SARAY’IN HESABI ÜLKEYE UYMADI

Bahçeli ve Erdoğan Kürt siyasetini iktidarlarına yedeklemekten CHP’ye kayyum atamaya oradan İmamoğlu’nu devre dışı bırakıp kazanma şansı olmayan bir adayı karşılarına almaya kadar bir hesap içine girdiler. Bunu yaparken de ABD’yle onaya varan bir istişare mekanizmasının işlediğine de şüphe yok. ABD’nin yol vermesiyle bazı düğmelere Bahçeli, bazılarına da Erdoğan basarak bugüne kadar gelindi. Taki 19 Mart’da halk duvarına toslayana kadar.

CHP’ye dair planlar tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. CHP’de iç iktidar kavgası büyük oranda bittiği gibi, artık dışarıya konuşan ve enerjisini oradan alan parti olma şansını yakaladı. Özgür Özel partisini aşan bir destek kazandı.

Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanlığı yarışında devre dışına itilecekti. Tam tersi oldu. 15 milyon kişinin imzasıyla aday olduğu gibi Türkiye’nin en etkin siyasi figürlerinden biri oldu.

Rejim, Kürt hareketini muhalefet blokundan ayırıp yanında bir yerde konuşlandırmayı istedi. Öcalan açılımı bir Ortadoğu ve Suriye zorunluluğu almakla birlikte aynı zamanda DEM’i etkisizleştirme hamlesini de içeriyordu. Bugün itibarıyla Kürt halkında egemen olan duygu; İktidara karşı artan güvensizlik ve sürece ilişkin tedirginlik. Bu duygu tüm anketlerde de açık biçimde görülüyor.

İktidarın bir plan dahilinde 10 yıldır devam ettirdiği siyasetin diğer bir hedefi de toplumsal muhalefet daha doğrusu halktı. Baskı ve zorla korku salarak kimse kıpırdamayacaktı. Orada da gençler oyunu bozdu. İktidarın kâğıttan kaplandan başka bir şey olmadığını herkese hatırattı.

TEK ADAM REJİMİ FREN Mİ YAPACAK

Yukarıda anlatılan süreç de ortaya koydu ki iktidar tarafından tezgahlanan muhalefeti dizayn oyunun büyük ölçüde (en azından şimdilik) bozulduğu söylemek mümkün. Bu fotoğrafın Erdoğan ve Saray eşrafı tarafından da görüldüğünü biliyoruz. Yaklaşık bir yıldır devam eden siyasal oyun, büyük oranda bozulduğuna göre meselenin ‘iktidar şimdi ne yapacak’ sorusuna düğümlendiğini ifade etmek yanlış olmayacak. Girdiği baskı ve zor yolundan sonuç alamayacağını görüp manevra mı yapacak yoksa ‘buradan vaz geçmek olmaz’ mı diyecek. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal duruma bakıp bir de buna iktidarın aşağıya doğru inişini de ekleyince sorunun yanıtı kendiliğinden ortaya çıkıyor. Tek adam rejimi içeriden yargı ve bürokrasi, dışarıdan da ABD desteği ile ayakta kalacak durumda. Çünkü arkasında artık halk yok. Bu nedenle baskı ve zora sarılmaktan başka şansları da yok.

Dün yapılan MKYK toplantısından sonra ifade edilen görüşler de bunu doğrular nitelikte. Ana karakteri, yöneliminde değişiklik olmadan bazı yeni yöntemleri devreye sokmaya çalışacaklar.

Ama o kadar eskiler ve o kadar çaresizler ki bunu bile ne kadar becerecekler onu hep birlikte göreceğiz.

ÇÖZÜM SÜRECİNİ NASIL ETKİLEYECEK?

İktidarın yol arayışlarında belirleyici olacak bir başlık da Bahçeli eliyle başlatılan Öcalan açılımının nasıl devam ettirileceği ile ilgili. Türkiye’nin ifade ettiğinin aksine; Suriye’de irtifa kaybetmesiyle eş zamanlı devreye sokulan sürece dair Erdoğan’ın yaklaşımı iktidarını tahkim etmede işe yarayıp yaramayacağına dairdi. Bu yüzden sürekli kontrollü gitmeyi, anketlere baka baka ilerlemeyi tercih ettiler. Ama her halükarda muhalefet blokundan kopmuş bir DEM’i çok istiyor. Bu konuda düne kadar düşman ilan ettiği DEM’le daha yakın ilişki için de adım atıyor. Yeni anayasa, süreçte ikinci adım diyerek zamana yayılmaya çalışılacak.

Öcalan, Bahçeli, Erdoğan ve DEM heyetinin açıklamalarının ardından süreç, ikinci adımın ne olacağı konusunda tıkandı. Bu hafta yapılması düşünülen Erdoğan-DEM görüşmesi de bu meselenin aşılması için yeterli olmayacaktır.

Sürekli muhataplık konusunda tek adres olarak gösterilen Erdoğan’la bir araya gelecek Dem heyetinin elinin 19 Mart direnci ile güçlendiğini söylemek mümkün. Ülkenin geleceğine dair güçlü bir irade beyanının yok sayılması Kürt siyaseti için de çok akıl karı bir iş değil.

Üniversiteli gençlerin başlattığı direniş ülkenin geleceğinde demokrasi isteyen herkese bir fırsat sundu. Tek dam rejimine CHP’liler, sosyalistler, demokratlar, Geziciler, diğer muhalifler düşman olmaya devam edecek. Bugünlerde Kürtler de kararını verecek. Bu kararlar hem iktidar hem muhalefet cephesinde yeni dizilişlere yol açabilir.

Muhalefet, rejim karşısında dik ve bu kararlılıkla ilerlediği sürece iktidarın işi her geçen gün daha zorlaşacak. Böyle bir süreç bugün daha tarafsız noktada olan güçlerin de kararını yeniden gözden geçirmek zorunda bırakabilir.








Bu Bölümdeki Diğer Haberler

Kumpas heybesindeki büyük turp!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Sözümüz hiç bitmeyecek!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Yapacağız, edeceğiz… E peki?
Haber Tarihi: 13.04.2025
Vali olmayan yasa ile yasak getirmiş
Haber Tarihi: 13.04.2025
Faşizmin Hedefinde Barolar ve Avukatlar
Haber Tarihi: 13.04.2025
Anayasa’ya aykırı 2589dianame
Haber Tarihi: 13.04.2025
Alın terimiz holdinglere akarken
Haber Tarihi: 13.04.2025
Baharlar tekin değil!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Muhalefet uyandırmalı
Haber Tarihi: 11.04.2025
Ucuz üyelik yahnisi
Haber Tarihi: 06.04.2025
Kurultay
Haber Tarihi: 06.04.2025
Boykot
Haber Tarihi: 06.04.2025
Birlikte yürümenin sihri
Haber Tarihi: 06.04.2025
Tek adam rejimini bu kadar korkutan ne?
Haber Tarihi: 06.04.2025
Sınıfsal itiraz
Haber Tarihi: 06.04.2025
İmamoğlu da az değilmiş!
Haber Tarihi: 03.04.2025
İslamcılar neden para sevdalısı?
Haber Tarihi: 03.04.2025
Meydandaki herkes mi topluca küfretti?
Haber Tarihi: 27.03.2025
Anlat Erdoğan, anlat
Haber Tarihi: 27.03.2025
Harp hiledir!
Haber Tarihi: 27.03.2025
Dün dündür, ya yarın?
Haber Tarihi: 27.03.2025
Özgür Özel ve l2548erlik testi
Haber Tarihi: 26.03.2025
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz!
Haber Tarihi: 05.03.2025
Basın özgürlüğünün önemi
Haber Tarihi: 05.03.2025
İkt2533arın su yolu!
Haber Tarihi: 05.03.2025
“Eyy Herkes!” moduna bağlamak
Haber Tarihi: 22.02.2025
Saray muhakemeleri usul kanunu
Haber Tarihi: 22.02.2025
Hukukun guguk olduğu bir soruşturma
Haber Tarihi: 22.02.2025
TÜSİAD’a minnet borçlusunuz
Haber Tarihi: 22.02.2025
H2520detin öteki yüzü!
Haber Tarihi: 22.02.2025
TÜSİAD da Ses Verdi...
Haber Tarihi: 22.02.2025
Oligarşi nedir!
Haber Tarihi: 21.02.2025
Zenginler değil fakirler kaybediyor
Haber Tarihi: 21.02.2025
Yeni Türkiye'nin yargısı
Haber Tarihi: 21.02.2025
Peki AKP’nin adayı kim olacak?
Haber Tarihi: 21.02.2025
İtaat Yoksa Ceza Var
Haber Tarihi: 21.02.2025
Kurum’un başarı ‘hikaye’si!
Haber Tarihi: 09.02.2025
Bu gıda kriziyle enflasyon mu düşer?
Haber Tarihi: 05.02.2025
Güçperest olmayın
Haber Tarihi: 05.02.2025
Bahçeli’nin başı göğe erdi mi?
Haber Tarihi: 04.02.2025
Rejimlerden rejim beğen!
Haber Tarihi: 04.02.2025