Üç Türkiye: İstanbul, Diyarbakır, Antalya ve “Bugün dünden umutlu olmak”

Haber Tarihi: 13.04.2025


Bugün 11 Nisan Cuma. Bugün üç Türkiye’ye uyandık.

İstanbul’da Ekrem İmamoğlu yargılanıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e hakaret suçlamasıyla karşısına, Ergenekon-Balyoz davalarındaki kötü şöhretiyle Silivri Cezaevi mahkemesinde çıkıyor. Çağlayan Adliyesinde yapılacak duruşmaya kitlelerin akın edeceği endişesi var belli. Duruşma 16 Haziran’a ertelendi; Erdoğan’a karşı “İstanbul’u üç kez kazandığım için tutukluyum” diyen İmamoğlu en azından iki ay daha hapiste tutulacak.

CHP lideri Özgür Özel oradaydı. Dün akşam 10 Nisan akşamı Ankara’da Çağdaş Gazeteciler Derneğinin yılın gazetecileri ödül törenindeydi. Timur Soykan’a ödülünü o verecekti ama Soykan o sabah, bir başka yolsuzluk avcısı gazeteci Murat Ağırel’le birlikte evinden gözaltına alınmıştı. Üstelik öğle saatlerinde savcıyla ifade vermek üzere randevulaştıkları halde. Gece yarısını geçe yurtdışı çıkış yasağıyla serbest kaldılar.

Söylemek dahi üzüntü ve utanç veriyor ama gazeteci arkadaşlarımızın, kalbinden rahatsız Mahir Polat’ın ev hapsine alınmasına sevinir olduk. İmamoğlu protestolarında gözaltına alınan gençlerin tutuksuz yargılanacak olmasına seviniyoruz.

CHP lideri Özel, İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart günü biriken tepkiyi kitle gösterileriyle “kuvveden fiile” geçirme refleksi göstermeseydi, bunların da olamayacağı kanısı yaygındır.

Kim “Bugün dünden umutlu”?

Gerçekten ne güzel olurdu hepimiz bugün dünden umutlu olsak işlerin düzeleceğine.

Ama en azından DEM Parti’nin 10 Nisan’daki yazılı açıklamasında “Bugün dünden umutluyuz” diyor. Nedeni, DEM Partinin PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan ile hükümetin özel izniyle görüşen çekirdek üyeleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kabulünü “Çok çok olumlu” bulmaları.

Görüşmeye MİT Başkanı İbrahim Kalın ile katılan, 2012-2015 PKK diyalogu sürecinin İçişleri Bakanı Efkan Ala, PKK’nın artık Öcalan’ın -MHP lideri Devlet Bahçeli’nin önerisiyle- “silah bırakma ve kendini fesih” çağrısının gereğini artık daha fazla gecikmeden yapmasını istiyor, bunu Nisan sonunda beklediğini söylüyor. Daha önce Bahçeli 4 Mayıs’ı önermiş, Kandil ise operasyonlar durmadan konferans toplayamayacaklarını söylemişlerdi; hepsi yıllardan terör suçlarından aranıyordu. Ayrıca PKK, Öcalan’ın örgütü 1978’de nasıl kurduysa öyle dağıtmasını, konferansı yönetmesini istiyordu.

Peki, Beştepe’de ne konuşulmuş, hangi garantiler alınıp verilmişti ki DEM Parti, bunun PKK’yı örgütü dağıtmaya ikna edeceğine inanıyordu? DEM Parti’nin Diyarbakır sokağını, Van sokağını da buna ikna etmesi gerekiyordu.

Ve Antalya Diplomasi Forumu

İstanbul ve Diyarbakır’da Türkiye bugün ayrı önceliklere uyanmışken Antalya da bir başka Türkiye’ye uyandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumunda (ADF). Rusya’nın Ukrayna savaşından bu yana hatırlanan Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik önemini şu kadar devlet ve hükümet başkanı, bu kadar dışişleri bakanına anlatacak.

Daha bir gün önce ABD ve Rusya heyetleri İstanbul’da ikinci yumuşama görüşmelerini yaptı. Azerbaycan, Türkiye ve İsrail’in Suriye’de çatışmaması görüşmelerine ev sahipliği yaptı. Trump, Erdoğan’dan -hepsini henüz bilmediğimiz- çok şey bekliyor; kameralar önünde Netanyahu’yu fırçalayacak kadar.

Başka zaman ortalığı birbirine katacak Avrupa hükümetleri, o da CHP liderinin “Nerede dayanışmanız?” feryadı karşısında dostlar alışverişte görsün tepkisi verip sustular.

Belki de iyi oldu. Trump nasıl dünyaya ABD’nin makyajsız yüzünü gösterdiyse, Erdoğan sayesinde Türkiye’deki Batıcıl muhalifler de Avrupa’nın makyajsız yüzünü ve kimi durumlarda ikiyüzlülüğünü görüyor.

İç ve dış politika ayrılabilir mi?

Dünyanın her yerine jeopolitika öne çıktıkça hak ve özgürlüklerin teferruata dönüştüğünü elbette biliyor. İmamoğlu Vakasına dek Türkiye’nin dış siyasi ve ekonomik görünümünün bugünkünden çok daha iyi olduğunun farkında. Ama bu durum onu sinirlendirse de geri adım atmıyor; ‘iç politika dış politikamızı etkilemeyecek, zaten bunları dış güçler dış politikamızı etkilemek için yapıyorlar’ diye özetleyebileceğimiz bakış baskın geliyor. Uluslararası dengeler, Trump’ın bu tür liberal ayrıntılara zaten takılmaması, AB -Meclisleri değil- hükümetleri için önemli olanın Türkiye’nin yeni göç dalgasını tutup Rusya ve İran’a tampon olması düğmeye basma kararına yol açtı belki de.

Yanlış hesap İmamoğlu’nu sırf cumhurbaşkanlığında rakibi olmaması için devreden çıkarttığı algısının -Gezi’den çok farklı olarak- ana muhalefetin liderliğinde bu kadar tepki göstereceğinin, ekonominin bu kadar sert dalgalanacağının görülememesiydi.

İmamoğlu’nun diploması iptal edildi, hapse atıldı ama devreden çıkmadı, siyaset denkleminden düşmedi, tam tersine muhalif kitle gözünde değeri arttı. Mansur Yavaş da denklemden düşmedi. Dahası Özel de denkleme girdi.

Aynı filmi mi izliyoruz?

Erdoğan daha önce 2012-2015 sürecinde hem Kürt sorununu hem başkanlık sorununu eşzamanlı çözmeyi denedi. Sonucu biliyoruz: MHP iktidar destekçiliğine geçti, PKK’nın diyalogu bitirmesiyle müthiş bir çatışma dönemi daha yaşandı, 15 Temmuz darbe girişimi atmosferinde mevcut başkanlık sistemi geldi.

Bugün de benzeri bir durum var. PKK’nın silahsızlandırılması hedefiyle Erdoğan’ın Anaysa engeline rağmen yeniden aday olması ve seçilebilmesi çabaları iç içe geçmiş durumda. AK Parti ve MHP bunun yolunu CHP’yi yalnız bırakıp DEM’i yanına çekmekten geçtiğine karar vermiş görünüyor.

İleride Erdoğan çevresindeki birilerini bu yanlış hesaptan ve belki de iktidar kaybından sorumlu tutarsa şaşmamak gerek.








Bu Bölümdeki Diğer Haberler

Kumpas heybesindeki büyük turp!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Sözümüz hiç bitmeyecek!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Yapacağız, edeceğiz… E peki?
Haber Tarihi: 13.04.2025
Vali olmayan yasa ile yasak getirmiş
Haber Tarihi: 13.04.2025
Faşizmin Hedefinde Barolar ve Avukatlar
Haber Tarihi: 13.04.2025
Anayasa’ya aykırı 2589dianame
Haber Tarihi: 13.04.2025
Alın terimiz holdinglere akarken
Haber Tarihi: 13.04.2025
Baharlar tekin değil!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Muhalefet uyandırmalı
Haber Tarihi: 11.04.2025
Ucuz üyelik yahnisi
Haber Tarihi: 06.04.2025
Kurultay
Haber Tarihi: 06.04.2025
Boykot
Haber Tarihi: 06.04.2025
Birlikte yürümenin sihri
Haber Tarihi: 06.04.2025
Tek adam rejimini bu kadar korkutan ne?
Haber Tarihi: 06.04.2025
Sınıfsal itiraz
Haber Tarihi: 06.04.2025
İmamoğlu da az değilmiş!
Haber Tarihi: 03.04.2025
İslamcılar neden para sevdalısı?
Haber Tarihi: 03.04.2025
Meydandaki herkes mi topluca küfretti?
Haber Tarihi: 27.03.2025
Anlat Erdoğan, anlat
Haber Tarihi: 27.03.2025
Harp hiledir!
Haber Tarihi: 27.03.2025
Dün dündür, ya yarın?
Haber Tarihi: 27.03.2025
Özgür Özel ve l2548erlik testi
Haber Tarihi: 26.03.2025
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz!
Haber Tarihi: 05.03.2025
Basın özgürlüğünün önemi
Haber Tarihi: 05.03.2025
İkt2533arın su yolu!
Haber Tarihi: 05.03.2025
“Eyy Herkes!” moduna bağlamak
Haber Tarihi: 22.02.2025
Saray muhakemeleri usul kanunu
Haber Tarihi: 22.02.2025
Hukukun guguk olduğu bir soruşturma
Haber Tarihi: 22.02.2025
TÜSİAD’a minnet borçlusunuz
Haber Tarihi: 22.02.2025
H2520detin öteki yüzü!
Haber Tarihi: 22.02.2025
TÜSİAD da Ses Verdi...
Haber Tarihi: 22.02.2025
Oligarşi nedir!
Haber Tarihi: 21.02.2025
Zenginler değil fakirler kaybediyor
Haber Tarihi: 21.02.2025
Yeni Türkiye'nin yargısı
Haber Tarihi: 21.02.2025
Peki AKP’nin adayı kim olacak?
Haber Tarihi: 21.02.2025
İtaat Yoksa Ceza Var
Haber Tarihi: 21.02.2025
Kurum’un başarı ‘hikaye’si!
Haber Tarihi: 09.02.2025
Bu gıda kriziyle enflasyon mu düşer?
Haber Tarihi: 05.02.2025
Güçperest olmayın
Haber Tarihi: 05.02.2025
Bahçeli’nin başı göğe erdi mi?
Haber Tarihi: 04.02.2025
Rejimlerden rejim beğen!
Haber Tarihi: 04.02.2025