Belediyelerde yönetimler değişince savurganlıkların boyutu da ortaya çıkmaya başladı.
CHP’li belediyeler borçlarını afişe etmeye başladı.
Rakamlar dudak uçuklatan cinsten.
‘Borç yiğidin kamçısıdır’ deyip bırakıp gitmişler.
Ye, iç, savur, sonra çek-git!
Başka ülkede böyle bir şey yok, olamazda.
Gerçi bu hikâyenin bir bölümünü 2019 seçimlerinde Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin değişiminden sonra görmüştük. Savurganlığın Büyükşehirlerle sınırlı olabileceği ihtimali üzerinden küçük ilçe ve illere yakıştırmıyorduk, ancak, bunun bir anlayış meselesi olduğu gerçeği bu ihtimal düşüncemizi iptal etti.
Bu daha ilk etapta ortaya çıkanlar, geride neler var bilemiyoruz.
Araç-gereç, taşınır, taşınmaz mallar ile ilgili de savurganlıkların ortaya çıkacağından hiç şüphem yok!
Bekleyip, göreceğiz.
Görkemli binalar, görkemli harcamalar, har vurup harman savurmalar.. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz nedenlerin arasında sayılabilir. Batı illerinde AK Parti’den devralınan belediyelerin hali ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz için önemli bir örnek.
*
Benim merak ettiğim kayyımla yönetilen belediyelerin durumu.
Bıraktıkları borç, yaptıkları usulsüz harcamalar, usulsüz ihaleler, sahte fatura miktarları ortaya çıkacak mı?
Yeni Belediye yönetimlerinin bu konuda yaptığı bir çalışma var mı, yok mu bilemiyorum, ancak, bu konunun vatandaşın merakında olduğunu söyleyebilirim.
Doğrusu ne kadar borcumuzun olduğunu bilmek istiyoruz.
Ölümlü dünya, gözümüz açık gitmesin.
Bilelim borcumuz, harcımız nedir!
Bu arada, bizden çalınanları da bilmek hakkımızdır diye düşünüyorum.
*
Yurttaşlar 31 Mart’ta iyi bir deneme yaptı, kapalı kutuların tamamını açtı.
Değişimin olabileceğini, olması gerektiğinin kanıtlanmış olması yurttaşlık hukuku açısından son derece önemlidir.
Özeti şu; Yurttaş, kendisini yönetmesi için seçtiği yönetici ile aynı eşit haklara sahiptir. Yönetene bir yetki veriyor,’beni, bizi yönet’ diyor. Bu hakkı kötüye kullanandan verdiği yetkiyi alma hakkı yurttaşa aittir. 31 Mart’ta bunu çok net uygulayan yurttaşlar topluluğu, bu denemeyi yapma hakkına her zaman sahiptir. Bu hakkını doğru bir şekilde kullandığı takdirde, yönetenlerin hata yapma, har vurup harman savurma, lale devri yaşamak gibi bir şansı da olmaz.
Böyle bir şansı artık hiç kimseye tanımamak lazım derken, bizim kayyımların 8 yıllık sürecini takip etme hakkımızı da her zaman kullanacağımızı da duyurmak istiyorum.