Mustafa Necati: Silinmez Cumhuriyet devrimcisi!

Okunma Sayısı: 7245    |    Yazı Tarihi: 22.06.2020

Dünyanın her ülkesinde, o devleti kuranlara, kuruluşunda payı olanlara ayrı bir yer verilir. Yaşadığı evler müzeleştirilir. Adları verilir. Şehrin rehberinde görülmesi gereken yerler listesinde yer alır.

Türkiye’de böylesi yerler ancak özel ilgi gösterilirse, haberleştirilirse korunuyor.

AKP döneminde ise adeta bir intikam aracı olarak kullanılıyor.

Kurtuluş Savaşı’nın örgütlenmesinden harf devrimine kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamalarının hemen hemen tümünde sorumluluk alan Mustafa Necati’nin Ankara’da Mithatpaşa Caddesi üzerindeki evine yapılan saygısızlık bunun son örneği.

Mimarisiyle Ankara’nın korunmuş ender yapılarından biri olan ev, uzun yıllar kaderine terk edilmişti. 1999 yılında arkadaşımız Işık Kansu’nun konuyu Cumhuriyet’te gündeme getirmesiyle dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay devreye girmiş, restore ettirerek amacına uygun biçimde kullanılmasını sağlamıştı. AKP döneminde önce kuru fasulyeciye verilmek istendi, tepkiler üzerine vazgeçildi. Şimdi de Mustafa Necati Evi, “Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” haline getirildi.

***

Müzeye gelen bir öğrenci binanın girişinin yanındaki küçük tabelaya bakacak:

“Mustafa Necati Evi”.

Öğretmene soracak:

-Mustafa Necati kim?

Öğretmen anlatacak:

35 yıl yaşamış ama 35 kitaba sığmayacak hizmetler vermiş. 1894’te İzmir’de doğmuş. İstanbul’da hukuk okumuş. 1914’te İzmir’e dönmüş. Yunan işgali gündeme gelince halkı işgale karşı örgütlemiş. 15 Mayıs 1919’da işgalcilere ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin’in arkadaşı. Altay kulübünün kurucularından. İzmir işgal edilince Balıkesir’e geçmiş. Burada İzmir’e Doğru adında gazete çıkarmış. Balıkesir İdman Yurdu kulübünün kurucularından. Mustafa Kemal gibi büyük bir istiklal tutkunu. İzmir’in kurtarılacağına yürekten inanıyor. Bölgede Kuvayı Milliye’yi örgütlüyor. 1920’de Saruhan mebusu olarak Meclis’e giriyor.

Savaşların getirdiği yıkımların üstüne Yunanistan’la mübadele gündeme gelince, Atatürk’e imar ve iskân işlerine bakacak bir bakanlık gerektiğini söylüyor. Kuruluyor, ilk İmar ve İskân Bakanı oluyor.

1924 Anayasası hazırlanırken Adalet Bakanı. Hukuk birikimiyle katkı sağlıyor.

1928 harf devrimi sırasında Milli Eğitim Bakanı... Türkiye’de eğitimin temelleri adına ne yapılmışsa hemen hepsinde harcı var. Millet mektepleri, muallim mektepleri, Talim Terbiye Kurulu, bölge yatılı okulları onun eserlerinden bazıları... Bugün Gazi Üniversitesi’nin çekirdeğini oluşturan Gazi Eğitim Enstitüsü’nün kurucusu...

Muhtemel çalışma yoğunluğu nedeniyle ağrılara aldırmadı, 1 Ocak 1929’da apandisit patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Falih Rıfkı Atay, Çankaya kitabında, Atatürk’ün ölüm haberini alınca ağladığını yazar...

Öğrenci Mustafa Necati’yi dinledikten sonra başını o tabeladan kaldırıp binanın cephesine konan tabelaya bakacak, “Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi”. Öğretmenine doğal olarak soracak:

- Nuri Pakdil kim?

Öğretmen onu da anlatacak:

Şair ve yazar. 1934’te Kahramanmaraş’ta doğdu. Cumhuriyet dönemini ağır ifadelerle eleştirdi. Atatürk’e firavun diyecek kadar ileri gitti. Kendisini anti-firavunist ilan eden yazısı için, “Atatürk’ü mü kastediyorsun” diye sorduklarında, “Beni okuyanlar, tanıyanlar kimi kastettiğimi bilir” yanıtını verdi. 2014’te ilk kez verilen Necip Fazıl Ödülü’nü aldı. 2019’da öldü.

***

Mustafa Necati’nin evine, onun yaptıklarına karşı çıkan bir kişinin adını verirken belli ki intikam aldıklarını düşünüyorlar.

Mustafa Necati, Cumhuriyetin en inançlı devrimcisi olarak tarihteki yerini aldı. Kimse silemez...

Ancak... Nuri Pakdil dile gelse:

“Eyy yaşamımda bana övgü düzenler, ödül verenler. Adımı yaşatmak için düşüncelerine karşı çıktığım bir kişinin evini mi buldunuz? Yaptığınız onca saraylar, dev binalar hep sizin için mi? Bana bir göz oda yok muydu? Beni başkasının evini çalmış gibi bir hale getirmeye ne hakkınız var?”

Ne diyeceksiniz?

Dönün bu yoldan... Mustafa Necati’yi de rahat bırakın Nuri Pakdil’i de...


MUSTAFA BALBAY İsimli Yazarın Diğer Yazıları