İLÇE BAŞKANIMIZ FAHRİ YILDIRIM KIZILIRMAK YEREL DERNEKLER FEDERASYONU GENEL KURULUNA KATILDI

Okunma Sayısı: 6437    |    Haber Tarihi: 03.12.2018

İlçe Başkanımız Fahri Yıldırım, Kızılırmak Yerel dernekler Federasyonunun 7.Olağan Genel Kurul Toplantısına katıldı.


İlçe Başkanımız Fahri Yıldırım Federasyon Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “Kızılırmak; varoluş ile yok oluşun, dağların eteklerinden doğup, ovalarda insanların umutla hayallerini açık denizlere götüren, şiirlerde ve hayatımızda var olan, kendisini Anadolu’nun öz evladı gibi hisseden, bulundukları yörelerden kopartılıp şehir ve metropol yaşamlarına sürükleyen dostlarımızın adıdır ” diyerek Kızılırmak’ı tanımladı. İlçe Başkanımız konuşmasının devamında da “Bu dernekler, ülkemizde Demokrasinin ve Toplumsal Muhalefetin örgütlenmenin en önemli temel taşlarından biridir.


Sendikaların, Sivil Demokratik Kitle Örgütlerinin yasalar ile kıskaca alındığı, yasalarla yok edilmeye başlandığı süreçte yöre dernekleri mücadelenin ateşi olmaya, direnç merkezleri olmaya devam etmelidir ”dedi.


Genel Kurulda Murat Akyüz ve Halil Özdemir’in iki liste halinde girdikleri seçimi Murat Akyüz 85’e 44 oy ile Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonunun yeni Genel Başkanı seçilmiştir. 


Vedat Dalokay’da gerçekleştirilen Genel Kurula Parti Meclisi Üyemiz ve Ankara Milletvekilimiz Gamze Taşçıer, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyelerimiz Erdoğan Kılıç ve Selahattin Emre, İlçe Yöneticilerimiz Melek Güreş, Sevda Keskin Akman, Nevruz Karatepe, Metin Baş, Cemal Ülger, Hasan Teke ve Musa Kıral, Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili Doğan Yılmazkaya, Yerel Dernek federasyonlarının Başkanları ve Kızılırmak Federasyonuna üye dernekler katılmıştır.


İLÇE BAŞKANIMIZIN GENEL KURULDA YAPTIĞI KONUŞMA


Kızılırmak; varoluş ile yok oluşun, dağların eteklerinden doğup, ovalarda insanların umutla hayallerini açık denizlere götüren, şiirlerde ve hayatımızda var olan, kendisini Anadolu’nun öz evladı gibi hisseden, bulundukları yörelerden kopartılıp şehir ve metropol yaşamlarına sürükleyen dostlarımızın adıdır.


Yalnız Kızılırmak Federasyon ve Dernekleri sadece kültürel ve sosyal faaliyetin var olduğu, hayatın bir kısmını ifade ettiği konumundan çıkarak bu ülkenin özgürlüğüne demokrasisine eşit yurttaşlık kimliğine karşı açık bir cephenin neferi olarak kendisini ifade etmenin zamanı gelmiştir. Yani 1919’lardan 1950’lilere kadar Laik Demokratik Cumhuriyetin kurucusu olan bunun için Alevi’si, Kürdü, Sünni’si ortak mücadele eden ve bu mücadelenin özünü oluşturan bu derneklerin artık ara dönem, yani aydınlanma devriminin kısmen yok edildiği ve 1950’lilerden başlayan karşı devrim mücadelesinde Anadolu’nun aydınlanmasını ve Laik Demokratik Cumhuriyetin yeniden inşası için demokratik mücadelenin bir parçası olmaya karar vermelidir.


Bu dernekler, ülkemizde Demokrasinin ve Toplumsal Muhalefetin örgütlenmenin en önemli temel taşlarından biridir.


Sendikaların, Sivil Demokratik Kitle Örgütlerinin yasalar ile kıskaca alındığı, yasalarla yok edilmeye başlandığı süreçte yöre dernekleri mücadelenin ateşi olmaya, direnç merkezleri olmaya devam etmelidir.


Eğer biz AKP Faşizmine karşı ortak mücadele cephesini kuramazsak ve Anadolu’nun uçsuz bucaksız ovalarında, kırsalında direnen ve bu ülkede Demokrasi, eşit yurttaşlık kimliğini savunan, yöresel farklılıklarının içinde suçlanan ve yok edilen kesimlerle yan yana gelip bütünleşemezsek bu tarihsel süreç bir gün bizim kapımızı da çalacaktır. AKP’nin şuanda devleti ele geçirme politikalarının içinde kendi içinde ki mezhep savaşları ve kendi içlerinde ki cemaat savaşları bittiğinde yönünü Alevilere, Kürtlere, Demokratlara ve Aydınlara dönecektir.


Aramızda ki farklıları kaldırmak, yeniden yan yana gelmek, Ülkeyi yeniden inşa etmenin zeminlerini oluşturmak, aramızdaki farklılıkları ve teferruatları kaldırarak artık bu derneklerin, bu kuruluşların sadece sosyal ve kültürel alanlarda değil siyasi alanda direnç merkezlerini, direnme milislerini ve varoluşunu devam ettirmek için kendi toplumunu her şeye hazır hale dönüştürmek zorundadır.


Devletin hiçbir zenginliğinden pay almayan, katma değerinden pay almayan ve tüm kamu kurumlarında var olmasına orada iş ve olanak bulmasına müsaade etmeyen bu faşist AKP iktidarına karşı kendi direnç merkezlerimizi oluşturamazsak ve bu ülkede yeniden Laik, Demokratik Türkiye’nin dönüşümünü sağlayamazsak yarım kalmış aydınlanma devriminin Anadolu topraklarında yeniden ifa etmezsek baskının zulmün ve katliamın Çorum’da, K.Maraş’ta, Sivas’ta olduğu gibi yeniden kapımızı çalacağından hiç şüpheniz olmasın.


Aramızdaki siyasi farklılıkları bir kenara bırakarak bulunduğumuz noktada ülkenin demokrasi ve özgürlüğü için insan merkezli, eşit yurttaşlık kimliğine sahip çıkan tüm Demokratik güçlerle birleşmenin zamanı gelmiştir. Biz bu cephenin içine almazsak Kürdiyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle Çerkez’iyle en geniş cepheyi kurmazsak ve siyasi cepheyi ele geçirmezsek bizi zor günler bekliyor.


Kültürel ve Yöresel bir derneğin, federasyonun Genel Kurulunda bu konuşmayı yapmam bazı arkadaşlarım nereden çıktı, niye böyle bir konuşma yaptı diyebilir ama hayatın tamamı sadece bulunduğumuz alanlarda var olmak değil. Bizden uzak olan alanlarda katledilen, yok edilen, Üniversitelerde ve Metropollerde direnen öğrencilerin, meslek odalarında bu faşizme karşı dik duran, mücadelesini devam ettiren dernek ve vakıfları yalnız bıraktığımızda aynı zulmün kapımızı çalacağından hiç şüpheniz olmasın.


Bu yüzden bu Genel Kurulun akıl ve vicdanına seslenerek, Genel Kurulumuzun sonuç bildirgesinde bu ülkenin Demokrasi ile inşasında eşit yurttaşlık kimliğinde, bireysel özgürlüklerinde, hak hukuk adalet ve devletin yeniden inşasının en geniş cephesini oluşturmasına bir tuğla koyacağı inancını taşıyarak Genel Kurulumuza başarılar diliyorum.


 Bundan sonraki her türlü mücadelede dernek, vakıf ve Demokratik Kitle Örgütlerinin yanında olacağımızı örgütümüz olarak her türlü kavgaya ve mücadeleye hazır olduğumuzu beyan ediyor Genel Kurula Örgütüm ve yöneticilerim adına başarılar diliyor saygılar sunuyorum.



Bu Kategorideki Diğer Haberler